Tahlil Usulünün Hikmeti Teşrîîyyesi

Tahlil Usulünün Hikmeti Teşrîîyyesi :


354 - : Müfarekat kısmında da beyan olunacağı üzere nikâh, şer'an ve aklen caiz, nafi olduğu gibi talâk da öylece caiz ve bazan na-fidir. Nikâh gibi talâk da içtimaî münasebetlerin, beşerî ihtiyaçların za­rurî bir neticesidir. Fakat bir zaruret tahakkuk etmedikçe talâk tariki­ne gidilmemesi lâzımdır. Tahakkuk edecek bir zaruret ise alelkser bir veya iki talâk ile zail olur. Artık üç talâka ikdam edilmesi zaiddir, ih­tiyata münafidir, nikâh nimetine karşı bir küfrandır.

Binaenaleyh malik" olduğu talâk salâhiyetini büsbütün elinden çı­karan bir şahıs hakkında bir küfran cezası olmak üzere tecdidi nikâhın müşkil bir hale getirilmesi hikmet muktezasıdır. Tâ ki başkaları da bundan mütenebbih olsunlar, beyhude yere küfranı nimette bulunarak zevciyyet rabıtasını böyle bir veçhile izaleye ikdam etmesinler.

Şu kadar var ki, bu rabıtayı tecdit imkânını büsbütün selb etmek de içtimaî hayatın ihtiyaçlarına, temayüllerine tamamen tevafuk ede-miyeceği cihetle bu tecdit meselesi, zevç için ruhanî bir ceza, vicdanî bir azab tevlid, manevî bir ukubet teşkil edecek olan bir tahlil usulüne rap edilmiştir.

Filvaki bu tahlil usulü, manevî bir cezadır ve küfranı nimette bu­lunarak nikâh nimetini takdir edemiyenler için tecdidi nikâhı men ve tahdit-edecek ruhanî bir maniadır. Çünkü tahlil husulü için bir kere başkasile bir nikâh akdedilecektir. Bununla beraber tekarrüb de bu­lunmuş olacaktır. Böyle bir halden ise her selîm tabiat, teneffür eder.

İkinci zevç ile mücerred bir nikâh akd edilmesi, selîm tabiatlerin, Uezih ahlâk sahiplerinin nefret ve istikrahını mucib oİanuyacağından tahlil hususunda mücerred nikâh, kâfi bulunmamaktadır. Zira mücer­red bununla zecr ve men maslahatı temin, zevci muttalik hakkında bir ceza tertip edilmiş olamaz.

Şunu da ilâve edelim ki, bir "kadının yabancı bir erkek ile meşru bir münasebet temin «tmesi, nasıl £i bir akdi meşru sayesinde vücude geliyorsa ikinci bir erkek ile böyle bir münâsebet tesis etmesi de yine böyle meşru bir akd ile vücuâe gelmiş bulunacaktır.

Maahaza kadın, ikinci bir nikâha mecbur- değildir, isterse başka bir kocaya varır, onunla beraber yaşar, sonra o koca vefat eder veya kendisinin arzusile boşarsa bu kadın iddetini bitirdikten sonra yine hürdür, kalbinde eski kocasına kargı bir muhabbet ve temayül eseri gö­rüyorsa onunla tekrar aile hayatı tesis, edebilir ve illâ etmez.

Demek ki kadının ikinci bir şahıs ile evlenmesi de tabiî surette meşruan husule gelmiş ve nihayet bulmuş bir nikâhtan ibarettir. Yok­sa sun'î, muvazaalı, şarta mukarin bir nikâh, asla bahis mevzuu değil­dir. Böyle matlûp olmıyan bir nikâhın mahiyetini hükmünü yukarıda ber tafsil göstermiş bulunuyoruz.

Allah Tealâ, muhalile de muhallelün lehe de îânet etsin» mealin­deki bir hadisi şerif, bu gibi muzavaah nikâhlara cüret edenler hakkın­da en büyük bir tehdidi, haiz bulunmaktadır. [47]