Kasırların Nikahları Ve Müstahik Oldukları Hiyarî Bulûğ:

Kasırların Nikahları Ve Müstahik Oldukları Hiyarî Bulûğ:


181 - : Sağır ve sağîre, mecnun ve mecnune gibi kasırlar, hıyarı bulûğa, başka tâbir ile "hiyari idrâk" e müstahikdirler. Nitekim aşağıdaki meseleler, bu muhayyerlik esasına müstenittir.

182 - : Sağır ve sağîreyi, mecnun ve mecnuneyi veya matuh ve matuheyi babaları veya babalarının babaları bir şahsa tezvic edince bakılır: Eğer bunlar, suiihtiyar. ile şöhret bulmuş kimseler değilseler vaki olan nikâhlar, sahih ve lâzım olmuş olur. Binaenaleyh bilâhare bu kasırlar baliğ veya ifakate nail olduklarında muhayyerlik hakkına mâlik olamazlar! Velev ki, mehrlerinde gabni fahiş bulunsun, yahut küfürlerinin gayrine tezvic edilmiş olsunlar. Çünkü baba İle dedenin reyleri kâmil şefkatleri vâfir olduğundan icra ettikleri akdin daha mühim bir menfaat ve maslahata' müstenit olacağı zahirdir.

Fakat bu velîler, akiddcn evvel nıübalâtsızhkla, tama' ve sefahet-ten nâşi sui ihtiyar ile müştehir yahut akid ânında sarhoş olup mev-Jiyyelerini mehrlerinde gabni fahiş ile veya küfüvlerinin gayrine tezvic etmiş bulunurlarsa nikâh, sahih olmayıp bâtıl olur.

Siğâr hakkında kefaet, erkek tarafında arandığı gibi kadın tara­fında da aranır.

Mecnun ile mecnunenin, matuh ile matuhenin oğullan tarafından tezviclennde de bu hüküm, carîdir.

183 - : Sağır ve sağîre gibi kasırları sair velileri, meselâ : Valide­leri veya hâkim yahut babalarının vekili tezvic etse bakılır: Eğer kÜ-füvlerinin gayriye veya mehrde gabni fahiş ikaile tezvic etmişlerse ni­kahlan asla sahih olmaz. Fakat küfüvlerine ve mehri misiile tezvic et­mişlerse nikâh, gayri lâzım olarak sahih olur. Binaenaleyh bu kasırlar nikâha muttali iseler bulûğ ve ifakat zamanında, mutali değilseler bü-lûğ ve ifakatten sonra nikâha vâkıf oldukları zaman, muhayyer olurlar Bu halde isterlerse nikâha razı olurlar ve isterle^ nikâhı feshettire-bilırler.

Kasırların bilâhare muhayyerlik haklarım uauid dairesinde istimal edip edemeyecekleri tetkik ve muhakemeye muhtaç olduğundan fesih hadisesi, herhalde hükme mütevakkıftır.

184 - : Bulûğ çağına eren bir erkek çocuğun hıyarı bulûğu, ömrîdir.

Binaenaleyh baliğ veya nikâha muttali olduğu mecliste sükût edi-vermesile veya kalkıp gitmesile bu hıyarı hakkı sakit olmaz. Sarahaten veya delâleten rızası bulunmadıkça ömrünün sonuna kadar devam eder.

Sarahaten nza «Akdi nikâha razıyım» gibi bir söz ile olur. Delâ­leten ma da «zevcesine duhûl etmek, zevcesini takbil etmek, zevcesinin mehr ve nafakasını vermek» gibi rızaya delâlet eden bir fiîl ile tahakkuk eder.

Seyyib iken baliğe olan sağîre de bu hükümdedir, ister o zevcinden ve ister sabık bir zevcinden seyyib bulunsun»

Seyyibin delâleten rızası nefsini zevcine temkin etmek veya zev­cinden nafakasını istemek gibi şeylerdir.

185 - : Bikr olarak baliğ olan sağîrenin hiyari bulûğu fevridir.

Binaenaleyh kocasından ayrılmak isterse bulûğa erdiği veya bu­lûğdan sonra nikâha vâkıf olduğu mecliste hemen nefsim ihtiyar edip nikâhı feshe tâlib bulunduğunu beyan ve işdah etmesi lâzım gelir. Yok­sa muhayyerliği meclisin nihayetine kadar devam etmez ve hıyarı bu­lûğu olup olmadığını bilmemesi, bir özür sayılmaz, kendi ihtiyarile sü­kût etti mi, hiyari bulûğu bâtıl olur.

Şu kadar var ki, halvetten evvel mehrin miktarını veya zevcin kim olduğunu sorması veya şahitlere selâm vermesi veya öksürük ve aksırık gibi bir tabiî manianın haylûlet etmesi, bu hiyari iptal etmez. ,

Muhayyerlik hakkını istimal ile isnatta bulunduktan sonra rızası­na delâlet edecek bir şey bulunmadıkça nikâhı fesh kararı almak için hâkime müracaatı te'hir edebilir. Çünkü derhal müracaat etmesine bazı hallerin manî olması melhuzdur.

186 - : Sağîr ve sağîre baliğ olunca hiyari bulûğlarını «nikâhı feshettim» veya «nikâhı reddettim» veya «vaki olan nikâha razı deği­lim» gibi ademi rızaya delâlet eden bir söz ile istimal ederler. Bunlara «§imdi baliğ oldum», «şimdi âdet görmeğe başladım» sözleri de ilâve edilebilir.

187 - : Hiyari bulûğunu istimal eden tarafın taıgbi üzerine hâ­kim, iki taraf muvacehesinde nikâhı fesheder. Şayet? birbirine tezvic edilmiş olan iki çocuktan biri daha evvel baliğ olup, hiyari bulûğunu is­timal edecek olsa hâkim, diğerinin velîsi huzurunda ve mansup vasisi muvacehesinde aralarını tefrik eder.

Hükme muhtaç olan firkatlerde iki tarafın bu veçhile huzurları lâ­zımdır.

188 - : Hiyari bulûğdan dolayı hâkim tarafından tefrika hükme-dilmedikçe zeveiyet devam eder. Binaenaleyh zevç ile zevceden biri hi­yari bulûğunu istimal ve firkati ihtiyar ettiği halde hâkim tarafından

henüz tefrika hükmedilmemiş olunca aralarında mukarenet halâl olur, biri vefat etse diğeri varis olur, vefat duhûlden evvel vukubulsa meh-rin te'kidini, yani: Tamamının lüzumunu istilzam eder.

189 - : Nikâh, velînin ikrarile sabit olmaz. Bilbeyyine ispata muhtaç bulunur. Çünkü ikrar, hücceti kasiradır, velayet altındaki şah­sa sirayet etmez. Bu halde hâkim, hasmı cahid bulunmak için kasır namına bir vasi tayin eder ve onun muvacehesinde şahitleri dinJer. Amma özrün zevalinden sonra velayet altındaki şaiiıs, mukir olan velîsini tasdik ederse ikrarı muteber olur.

Bir kadının veya- erkeğin vekili tarafından vukubulan ikrar hak­kında ,da bu hüküm, caridir.

Binaenaleyh bir müvekkil, kendi aleyhine olarak vekili tarafından vukubulan bir ikrarı tasdik ederse bu ikrar, muteber olur. Mebsut. Be-. dayî. Hindiye. Fethül'kadir. Dürri Muhtar.

« (Yukarıdaki meseleler,, Hanefiyyeye göredir. Eimmei selâseye ge­lince bunlara göre de sağîr ile sağîre velîleri tarafından velayeti icbar tarikile tezvic olunabilirler. Fakat bu velayetin dairesi mahduttur. Şöyle ki :

(îmam Mâlike göre sagir ile sağîreyi babalarından başka velîleri tezvic edemezler. Bir bikri sağîreyi babası, dilediği şahsa noksan bir mehr ile de olsa tezvic edebilir. Fakat bunu mutazarrır olacağı bir kim­seye, meselâ: Bir macbube veya hasiyye tezvic edemez.

Seyyibi sagîre ile bikri baliğe de bikri sagîre hükmündedir. Şu ka­dar var ki, bikri baliğeden istizan etmek mendubdur. Sair velîler ise bik­ri sagîre ile seyyibi sağireyi baliğ olup da kendilerinden istizanda bu­lunmadıkça tezvic edemezler. Meğer, ki sagîrenin tezvic edilmesi, babası tarafından vasiyyi muhtarına emir ve vasiyet edilmiş olsun. O halde vasiy ile vasiyyülvasî de sağîreyi tezvice kadir olurlar.

Seyyib baliğeye gelince bunu kendisinden istizan ve rızasını istih­sal etmedikçe ne babası, ne de sair velîleri tezvic edemezler.

imam Mâlike göre nikâha ihtiyaçları olmıyacağı cihetle sigarı ba­balarının da tezvic edememesi kıyas muktezasidır. Fakat siğarî babala­rının kocaya verebilmesi ala hılâfilkiyas nas ile sabit olduğundan bu babda kıyas terk edilmiştir. Ced hakkında ise nas, gayri mevcut ve cüz* iyet ve şefkat itibarile ced babadan dûn bulunduğundan bu hususta ced, baba hükmünde değildir. Kifayetiit'talib. Feıhül'kadir. înaye.) .

('imam Şafiîye göre de, sağır ile safire yi babalarından ve babaları­nın ademi veya fıkdanı ehliyeti takdirinde babalarının babalarından başka velîleri tezvic edemezler. Çünkü sair velîlerin şefkatleri binnisbe noksan olup çocukların mallarında tasarrufa velayetleri Olmadığından nefisleri hakkında da evlâ bittarik tasarrufa salâhiyetleri olamaz.

Baba ile lieb cedde gelince buniar bikri sağîreyi küfvüne mehri mis-lile tezvic edebilirler. Nitekim bikri baliğeyi de velayeti icbar tarikile tezvice kadirdirler. Şu kadar var ki kalbini tatyib için bikri baliğeden istizanda bulunmaları müstah abdır.

Seyyibi bâüğenin ise her halde iznini istihsal ve kendisile müşavere lâzımdır, bunun cebren tezvic edilmesi caiz değildir.

Seyyibi sağîreye gelince bunun bu çocukluk halinde iznini istihsal ve kendisile müşavere kabii olamayacağından hali bulûğuna kadar ne babasile dedesi, ne de sair velîleri tarafından tezvici caiz olmaz. Ni-hayetüTmuhtaç. Mebsutı Serahsî.

Şâfiîlere göre mecnunı şağîrin de ihtiyacı olmadığına mebnî velîleri tarafından nikâhı caiz değildir. Mecnunı baliğin nikâhı da bir hacete müstenit olmadıkça tecviz edilemez. Çünkü mehr ve nafakayı zamin ola­cağı cihetle nikâh, kendisinin zararını müstelzim olur. Meğer ki, nisya-na karşı şiddetli iştiyakı meşhut olsun veya âdil, hâzik bir tabibin ifa­desine göre evlenmesi halinde şifa bulacağı melhuz bulunsun. Yahut mahremlerinden kimsesi bulunmayıp kendisine hizmet edecek bir kadı­na ihtiyaç görülsün. O halde Öyle bir mecnunu evlendirmek velîsi üzeri­ne bir vecibe olur. Şu kadar ki, bu şiddet ve hacet bir kadınla bertaraf olacağından birden ziyade kadınla nikâhı cihetine gidilemez.

Mecnuneye gelince sagîr olsun olmasın ziyadei mehr gibi bir zahir maslahata mebni babası ve babası bulunmadığı takdirde lieb dedesi ta­rafından tezvici caizdir. Bunun hakkında hacetin tahakkuku şart değil­dir. Hattâ zevciyet muamelesine muhtaç veya mehre, nafakaya müfta-kir olan bir baliğ mecnuneyi, seyyib de olsa hacetin tahakkukuna meb­ni evlendirmek, veiiyyi mücbiri üzerine vacib olur. Nihayetül'mühtac İle haşiyesi.)

(İmam Ahmed îbni Hanbele göre de bir gayri mükellefi yalnız ba­bası, babası yok ise vasiyyi muhtarı, o da yok ise hâkim, bir hacete binft..' evlendirebilir. Başkaları evlendiremez. Dokuz yaşını ikmâl etmiş olan bir seyyib hürrei âkileyi ise rızası olmadıkça hiçbir kimse tezvic edemez. *akat bir kimse, dokuz yaşını doldurmamış olan seyyib kızını ve baliğe °'sa da bakire olan kızını cebren kocaya verebilir. Ve her velî, dokuz yaşını ikmâi etmiş olan yetimeyi rızasile tezvic edebilir, NeylüTmearib.)

(Zahiriyye fukahasmdan tbni Hazme göre de bir baba, sağîre ve oıkr bulunan kızını evlendirebüir. Bu kız baliğ olunca muhayyer olmaz. *"akat, küçük bîr kız kocasının vefatı veya tatliki ile dul kalsa bunu boluncaya kadar ne babası, ne de sair akrabası kocaya veremezler, bunun nikâhına baliğ olmadıkça izin de verilemez. Bir kız, bikr olsun eyyıb olsun baliğ olunca da onu izni olmaksızın velîleri evlendiremez-

Ier. Şayet evlendirirlerse nikâhı ebediyyen mensuh, yani: münfesih olur.

Kezaiik: Baliğ olmiyan bir erkek gocuğunu da ne babası, ne de sair velîleri evlendiremezler. Yapacakları nikâh, ebediyen mensuhtur. El'. muhallâ.)

(Kadîm müctehitlerden Ibni Şübrüme ile Ebubekiriresamme göre sağır ile sağ'reyi baliğ olmadıkça hiçbir velî evlendiremez. Bu iki zata nazaran velayetin sübutü, velayet altında . bulunanların ihtiyaçlarına mübtenîdir. Teberrüat gibi hacet tahakkuk etmeyen yerlerde velayet de saftit olmaz. Çocukların ise nikâha ne tab'an ve ne de şer'an ihtiyaçları yoktur. Çünkü nikâhtan maksad, nefsanî ihtiyaçları tatmin, beşerî ne* sillerin vechi ekmel üzere devamını teminden ibarettir; Çocukluk hâli ise buna münafidir.

Maamafih nikâh, madamei'hayat devam etmek üzere akdedildiğin-den bulûğdan sonra da ahkâmı haklarında lâzım gelecektir. Halbuki hiç bir kimsenin çocuklar üzerinde bulûğdan sonra hakkı velayeti olmadı-ğından böyle bir şeyi çocuklara ilzam etmesi de caiz olamaz. Kifaye Alel'hidaye. Bedayî.)

Çocukların velîleri tarafından tezvic edilebileceğine kail olan zevat ise diyorlar ki: «Resuli Ekrem, sallâllahü aleyhi veseliem efendimiz haz­retleri de henüz sagîre bulunan kerimesi Ümmü Gülsûmu Ömer îbnil'. buyurmuştu. Maahaza bu, hasaisi nebeviyyeden değildir, imam Ali haz­retleri de henüz sağîre bulu nan kerimesi Ummü Külsûmu Ömer îbnil'-hattab hazretlerine tezvic etmişti. Abdullah İbnü Ömer de kendi kızını henüz sağîre iken Urvetübriüz'zübeyre tezvic etmişti.

Maafaaza âyeti celîlesinde sağîrlerin iddetleri beyan buyurulmustur. Iddetin şer'an sebebi ise nikâhtır. Binaenaleyh bu cihet, sağîrelerin nikâhlarım tasavvura delildir. Mebsut. Bedayî.i

Malûmdur ki: vazifeşinas bir velînin ilk yapacağı şey, velayeti al­tında bulunan bir masumun sıhhatine, terbiyesine itina etmekten, ruhî ihtiyaçlarını tatmine, dimağını marifet nurlarile tenvire çalışmaktan ve İleride hayat mübarezesine atılacak olan o çocuğun muvaffakiyeti es-babını biran evvel temine gayret eylemekten ibarettir. Yoksa bu gibi mühim vazifeleri ihmâl edip de hakikî bir sebebe müstenit olmaksızın mücer. ret mirasa nail olmak veya mürüvvetlerini görmek gibi akîf bir muhake­meden mütevellit olmiyan bülhevesâne bir emele tebaiyetle çocuklarını evlendirmeğe kalkışan velîler, vazifelerini güzelce ifa etmiş olmazlar, Çünkü bu gibi nâbemevsim izdivaçlar, sıhhî, ahlâkî ve içtimaî birçok mazurlara sebebiyet verebilir.

Mâahaza çocukların evlendirilmeleri, bazan birer mühim maslahat iktizası olabilir. Meselâ: Nikâh, birçok içtimaî maslahatları mutazatn-mmdır ki bunların lâyıkile husulü kefaetin vücudile kabil olabilir. Haibuki kefaet her vakit temin edilemez. Binaenaleyh zuhur eden tam kü-füv, münasip bir talibi kaçırmamak, velayeti altındaki çocuğun, seme-rei hayatının mesudiyetini, müstakbel hayatını düşünmek mecburiye­tinde bulunan bir velînin, bir babanın mühim vazifelerinden sayılır.

Kezaiik : Bir çocuk öksüz, yetim, bîkes bir halde kalabileceğinden bunu bir izdivaç rabıtasile bir ailenin efradı araşma katmak için de ha? yatî bir ihtiyaç görülebilir.

Bir çocuğun nikâhı akdedilmekle hemen zifaf icrası lâzım gelmiye-ceği de malûmdur. Binaenaleyh bu bab'da vücudu mülâhaza olunan mah­zurların da behemehal vücude gelmesi icap etmez.

Velhâsıl : çocukların velîleri tarafından tezvic edilmelerinin cevazı hakkında en büyük müctehitler, müttefiktirler. Buna muhaÜf olan ak-val, sahabei kiramın icmaına muhalif görülmektedir. [18]