Bir Şeyin Bulunduğu Hal Üzere Kalması Asıldır.
4. Bir Şeyin Bulunduğu Hal Üzere Kalması Asıldır.
Bir şey bulunduğu, tesbit edildiği zamanda ne hal üzere ise, aksine bir delil sabit olmadıkça, o hal üzere kalması, deği¬şikliğe uğramaması asıldır; ona göre hüküm verilir.
Bilindiği gibi, eşya zamanla değişir, değişikliğe uğrayabilir. Her değişmeği bir hâdise meydana getirir. Fakat bir şey'in bulunduğu hal üzere kalması muhakkak, değişime uğraması ise muhtemeldir. Bu bakımdan muhakkak olan hal, muhtemel olan hâle nazaran önde gelir.
Meselâ:
a) Bir şahıs uzun müddet kaybolur; sağ veya ölü olduğuna dair kesin bir bilgi elde edilmezse, Hanefîlere göre 90 yaşı¬nı bitirinceye kadar onun sağ bulunduğuna hükmedilir ve buna göre mîras ve bâzı hususlar da dikkate alınır.
b) Evin bir kısmı satıldıktan sonra, biri o kısma şerik (ortak) olduğunu iddia ederek şuf'a talebinde bulunur, müşte¬ri de elinde satın aldığı kısım hakkındaki bu iddiayı inkâr vecd ederse, müşterinin sözü asıl olarak kabul olunur; şuf'a id¬diası ise ancak delil ve hüccet ile sübut bulur. Çünkü burada asıl olan satılan kısmında başkasının şüf'adar olmamasıdır ve böylece o, bulunduğu hal üzere kalır.
Bir şey bulunduğu, tesbit edildiği zamanda ne hal üzere ise, aksine bir delil sabit olmadıkça, o hal üzere kalması, deği¬şikliğe uğramaması asıldır; ona göre hüküm verilir.
Bilindiği gibi, eşya zamanla değişir, değişikliğe uğrayabilir. Her değişmeği bir hâdise meydana getirir. Fakat bir şey'in bulunduğu hal üzere kalması muhakkak, değişime uğraması ise muhtemeldir. Bu bakımdan muhakkak olan hal, muhtemel olan hâle nazaran önde gelir.
Meselâ:
a) Bir şahıs uzun müddet kaybolur; sağ veya ölü olduğuna dair kesin bir bilgi elde edilmezse, Hanefîlere göre 90 yaşı¬nı bitirinceye kadar onun sağ bulunduğuna hükmedilir ve buna göre mîras ve bâzı hususlar da dikkate alınır.
b) Evin bir kısmı satıldıktan sonra, biri o kısma şerik (ortak) olduğunu iddia ederek şuf'a talebinde bulunur, müşte¬ri de elinde satın aldığı kısım hakkındaki bu iddiayı inkâr vecd ederse, müşterinin sözü asıl olarak kabul olunur; şuf'a id¬diası ise ancak delil ve hüccet ile sübut bulur. Çünkü burada asıl olan satılan kısmında başkasının şüf'adar olmamasıdır ve böylece o, bulunduğu hal üzere kalır.
Konular
- Mecellenin Kaldırılması
- Akidlerde İtibar Maksad ve Mânâyadır; Elfaz ve Mebâniye Değildir.
- Yakın Şüphe İle Zail Olmaz.
- Bir Şeyin Bulunduğu Hal Üzere Kalması Asıldır.
- Kadîm Kıdemi Üzere Terk Olunur
- Zarar Kadîm Olmaz
- Beraati Zimmet Asıldır
- Arızî Sıfatlarda Aslolan Ademdir
- Bir Zamanda Sabit Olan Şey..
- Yeni Meydana Gelen Bir Olayın ..
- Kelâmda Aslolan Mânâ-yı Hakîkîdir
- Sarahat Karşısında Delâlete İtibar Yoktur
- Mevrid-i Nasda İçtihada Mesağ Yoktur
- Kıyasa Aykırı Olarak Sabit Olan Şey ..
- İctihadla İctihad Nakz Olunmaz
- Meşakkat Kolaylığı Celbeder
- Bir İş Daralınca Genişlemeye Yüz Tutar
- Zarar Ve Mukabele-i Bizzarar Yoktur
- Zarar İzâle Olunur
- Zaruretler Mahzurlu Şeyleri Mubah Kılar
- Zaruretler Kendi Miktarınca Takdir Olunur
- Bir Özür İçin Caiz Olan Şey ..
- Mâni' Zail Oldukta Memnît Avdet Eder
- Bir Zarar Kendi Misliyle İzale Olunmaz
- Zararı Âmmı Defi' İçin Zararı Hass İhtiyar Olunur
- Madde 21 = Geçersiz sebeple yapılan feshin sonuçları
- İSLAM VE MODERN HUKUK KARŞILAŞTIRILMASIYLA CEZA HUKUKUNA VE KISASA KISA BİR BAKIŞ
- İSLAM'DA İNSAN HAKLARI
- OSMANLI'DA MECELLE VE FRANSIZ MEDENİ KANUNUNU TARTIŞMALARI
- DÜNYADA HUKUK EĞİTİMİ VE AVUKATLIK STAJI