Kısası İskat Edecek Şeyler
Kısası İskat Edecek Şeyler
307 - : Gerek nefse ve gerek azaya aid icab eden bir kısas, aşağıda yazılı sebeblerden biri tahakkuk edince sakıt olur. Bu sebeplere «müskıtatı kısas» denilir.
308 - : Mevt ve kati. Şöyle ki: men aleyhilkısas, semavî bir âfet ile ölse veya başka bir hususdan dolayı bihakkın veya bigayri hakkin öldürülse kısas sakıt olur, terikesinden diyet de istifa olunamaz. .Çünkü onun hakkında aynen sabit olan yalnız kısasdır.
Kezalik: kısasen kesilecek bir uzuv, semavî bir âfet ile fevt olsa veya haksız yere kesilse kısas sakıt olur, diyet de lâzım gelmez. Fakat bu uzuv, haklı yere, meselâ: sirkatden dolayı kesilecek olsa yine kısas sakıt olursa da diyet sakıt olmaz.
Bir de bu hükümden müdebberler ile ümmi veledler müstesnadır. Yani: bunlardan biri yapdığı cinayetden sonra vefat etse icab eden diyet sakıt olmaz. Belki mevlâsından istifa olunur.
309 - : Cinnet. Şöyle ki: hakkında kısas yapılacak şahıs, hükümden sonra kısas icra edilmek üzere veîiyyi kısasa henüz teslim edilmeden cünunı mutbık ile mecnun olsa kısas sakıt olur. Buna bedel diyet lâzım gelir. Fakat bir katilin badelhükm kısas edilmek üzere veliyyi katîle teslimini müteâkib teeennün etmesi, kısasa mani olmaz
310 - : Kısasa tevarüs: şöyle ki: katil, men lehülkısasa tevarüs etse kısas hakkına da tevarüs edeceği cihetle kendisinden kısas sakıt olur.
Meselâ: bir maktulün varisi olan lieb kardeşi vefat etmekle bu müteveffaya liüm kardeşi bulunan katil varis olsa artık hakkında kısas yapılamaz. Çünkü bu halde hem men aleyhilkısas, hem de men le-hülkisas bulunmuş olur. Bir kısas ise bir şahsın hem aleyhine, hem de lehine olarak iatifa edilemez.
Henüz kısas yapılmadan vefat eden veliyyi cinayete caninin ftiru-undan biri varis olduğu takdirde de hüküm böyledir.
Meselâ: bir kimse, oğlunun kain pederini amden öldürmekle buna oğlunun zevcesi varis olüb da kablel'kısas vefat ederek kendisine kocası-o kimsenin oğlu - varis olsa artık o kimse hakkında kısas yapılamaz. Zira bu takdirde veliyyi katil olmak sıfatı, biîveraae katilin oğluna intikal etmiş olur.
311 - : Sulh. Şöyle ki: veliyyi kısas, peşin veya veresiye bir bedel üzerine cani ile sulh olsa kısas sakıt olur. Bu bedelin diyet cinsinden olub olmaması ve diyet mikdarmdan fazla bulunup bulunmaması müsavidir. Fakat diyet mukabilinde diyetden fasla bir şey üzerine sulh yapılmaması riba kabilinden olacağı cihetle - caiz değildir.
Veliyyi katil, bîr bedel mukabilinde sulh yapdıkdan sonra katili arnden Öldürecek olsa hakkında - âmmei fukahaya göre - kısas lâzım gelir.
312 - : Maktulün iki velîsinden yalnız biri katil üe musalehada
bulunsa kısas yine sakıt olub. diğer velînin hissesi diyete münkalib olmuş olur.
Fakat bir maktulün iki müşterek katilinden biri" hakkında yapılacak sulh, diğer katili hakkındaki kısası iskat etmez.
Kezalik: iki kimsenin katili olan bir cani üe maktullerden birisinin velîsi müsalehada bulunsa diğer maktulün .velîsine aid olan kısas hakkı sakıt olmaz.
313 - : Bir mecruh, kendisini amden veya hataen cerh etmiş olan bir şahıs ile bir mikdar mal üzerine sulh oldukdan sonra o cerhin tesiriyle vefat etse bakılır: eğer sulh, yalnız o cerhden dolayı yapılmış ine bâtıl olur. Şu kadar var ki, bu sulh bâtıi olmakla beraber amd suretinde kısas, diyete inkılâb etmiş olur.
Ve eğer sulh; hem cerh, hem de ondan tehaddüs edecek şey hakkında olmak üzere yapılmış ise bâtıl olmayıb hali Üzere kalır. Binaenaleyh bu suretde mecruhun varisleri, carîhi ne kısas etdirebilir, ne ele kendisinden diyet alabilirler.
Sulh, mutlaka cinayet namına yapılmış, yani: mecruh, cani ile alel' illâk cinayetden' dolayı müsaiehada bulunmuş olduğu takdirde de hüküm böyledir.
314 - : Veliyyi kısas, çocuk veya mecnun veya matuh bulunursa bunun velîsi veya vasisi» cani ile diyetden noksan bir bedel üzerine sulh yapamaz. Yapdıkları takdirde bunlar tam diyet nükdarına müs-tahik olurlar.
Fakat velî veya vasînin cinayeti beyyine ile isbat edemeyeceği, caninin de bil'inkâr yalan yere yemin edeceği malûm olursa o zaman diyetden noksan bir bedel üzerine velînin veya vasînin yapacağı sulh, sahih olur.
315 - : Af ve ibra. Şöyle ki: âkil ve'baliğ olan ve kısas hakkına mâlik bulunan bir kimse, men aleyhil'kısası af veya kendisini kısas-dan ibret etse kısas, sakıt olur.
Af ve ibra muamelesi: «af etdim, kısasdan ibra etdim, kısası iskat eyledim, kısas hakkımı bağışladım» gibi afve delâlet eden bîr" tabir ile yapılır. Bedayi, Haniyye, Behce, Ankaravî.
«(Malikîlere göre de kısas, sulh ile, tevarüsle ve af ile sakıt olur.
Şöyle ki:
(1) : Cani ile amden cerhden dolayı mecniyyün aleyhin, amden katilden dolayı da veliyyi katilin bir bedel üzerine sulh yapması caizdir. Bu bedel, diyetden az veya çok olabileceği gibi peşin veya veresiye de olabilir.
(2) : Cani, hakkı kısasa veiev kısmen tevarüs etse hakkında kısas sakıt olur. Meselâ: bir şahsı iki oğlundan biri kati edip diğer oğlu daha kısas icra edilmeden vefat etse de kendisine katil olan kardeşi varis olsa hakkı kısasa da varis olacağından hakkında kısas sakıt olur. Başka varis var ise o diyetden hissesini alabilir.
(3) : Kısas, veliyyi katilin afviie sakıt olur. Velîler müteaddid olub içlerinden biri katili af edince bakılır: eğer dereceleri istihkakda müsavi veya af edenin derecesi daha yukarı ise af muteber olur. Fakat derecesi aşağı ise muteber olmaz. Çünkü onun hakk-ı kelâmı yokdur.
Mesel: maktulün iki oğlundan biri katili af etse muteber olur. Fakat oğlu var iken kardeşi af etse muteber olmaz.
Kezalik: katli beyyine ile veya ikrar ile sabit olan bir maktulün kızı ile kız kardeşi bulunsa katili af edib etmemek hususunda kızı ehak bulunur. Zira maktulün kızı var iken kız kardeşinin söze hakkı yokdur, irs itibariyle müsavi olmaları, af hususunda da müsavi olmalarını müstelzirn değildir.
Fakat kısasın sübut ve icrası, kesameye = yemine mütevakkıf bulunursa bu yemini maktulün yalnız erkek asabesi yapacağından artık kadınların katili müstakillen afve salâhiyeti kalmaz. Maamafih bu takdirde asabe de müstakillen af edemez. Meselâ bu halde maktulün bir kızı bulunsa bu kız ile asabenin hepsi veya bazısı içtima etmedikçe hiç birinin affı muteber olmaz. Şerhi Ebil'berekât.)
(Şafiîlere göre de* kısas hakkında afüv carîdir. Binaenaleyh hakkında amden cinayet işlenmiş olan kimse, «ben caniyi cinayetinden dolayı icab eden kısasdan veya diyetden af etdim» diyib de badehu ifa-kat bulsa kısas hakkı sakıt olmuş olur. Fakat bu af, cinayetden zaid olan mikdara şâmil olmaz. Çünkü bu zaid mikdar af zamanında sabit değildir.
Meselâ: cinayet yalnız bir parmağı kesmekden ibaret iken badel1-afüv bunun sirayetiyle diğer parmaklar da düşse afvin bunlara şümulü olmaz.
Meğer ki mecniyyün aleyh «ben bu cinayetden ve bu cinayetden tahaddüs edecek şeylerden dolayı icab edecek kısası ve diyeti af etdim* deyib de badehu vefat etsin. O halde kısasa mahal kalmaz, diyet hususunda ise iki kavi vardır. Bir kavle göre bu diyetin, bir vasiyet mahiyetinde olarak af edenin sülüsi malinden caiz olur. Diğer bir kavle göre ise cinayetin tamamından dolayı icab eden diyet ile cani muaheze olunur. Çünkü bu cinayet, katli nefse müncer olinusdur. O halde cani bir katildir. Katile ise vasiyet caiz değildir. Evlâ olan da bu kavildir. Muhtasarı müzeni.)
(Hanbelüere göre de kısas, caninin vefatiyle sakıt olur. FakaL diyet sakit olmaz. Binaenaleyh cani Ölse veya başka bir sebepden dolayı öldürülse terikesinden diyet lâzım gelir.
Kezalik: bir kimsenin bir uzvunu kesmiş olan caninin o uzvu başka bir sebeble kesilse veya çolak olsa bu uzva aid kısas sakıt olub mukabilinde diyet lâzım gelir. Kısas, afüv ile de sakıt olur. Afvın cevazında icma vardır. Ve afüv, afdaidir, Nitekim bir âyeti kerimede buyurulmustur.
«Yani; herhangi katil için kardeşi olan veliyyi kısas tarafından cüz'î bir şey afüv edilmiş olursa artık kısas sakıt olur, veiiyyi kısas tarafından maruf olan iyiliğe itüba etmek, katil 'tarafından da bu iyiliğe mukabelede bulunmak, meselâ: bir diyet, bir bedel dermeyan edilmiş ise onu ona güzelce ödemek lâzım gelir. Maruf ile ihsana ittiba hakkındaki bu hüküm, Eabbinizden bir tahfif, bir rahmettir. Artık bundan sonra her kim tecavüzde bulunursa, meselâ afüv edilen katili öldürürse onun için elim bir azab vardır.»
«Bu âyeti kerimede veliyyi kısasa kardeş denilmesi, cani ile veliyyi kısas arasındaki dinî veya insanî münasebete işaret ile afüv gayesine inayet ve bunların arasında merhamet ve şefkat duygularının tecellîsini temin gibi hikmetleri mütezamnundır.»
Eesuli Ekrem, sallâllahü tealâ aleyhi vesellem efendimiz, cinayet hadiselerinde afüv ile emir buyururlardı. Bu afüvden sonra artık cani hakkında ukubet icra edilmez. Çünkü onun üzerinde bir hak var idi ki, o da afüv ile sakıt olmuşdur.
Veliyyi kısas, cani ile diyetden fazla bir bedel mukabilinde sulh olabilir. Veli, diyeti ihtiyar edince bu, teayyün edib kısas sakıt olur. Diyeti almak, kandan afüv demekdir, artık bunu taleb edemez. Çünkü sakıt avdet etmez. Kegşafül'kina.)
(Zahirîlere göre de afüv ile kısas aakıt olur. Ve bu afve maktulün varislerinden herhangi birisi salâhiyetdardır. Velev ki zevcesi olsun. Bu halde kısas haram olur, afüv etmeyenler diyete müstahik olurlar. Bazı fukahaya göre bu afve ancak erkekler salâhiyetd ardırlar, kadınların afve haklan yoktur. Zührîf Kadete, Hasani Basrî buna kaildir. Bazı fukahaya göre de vârislerden herhangisi kısas isterse kısas yapılır. Diyeti veya afvi iltizam eden vârise iltifat olunmaz. Hepsi de diyet veya afüv hususunda ittifak etmedikçe kısas sakıt olmaz. İbni Ebî Leyla'ya göre her vâris katili afüv edebilir, yalnız zevç ile zevce afüv edemez. Fakat racih olan kavi, her varisin zevç veya zevce de olsa bu afve salâhiyetdar olmasıdır. ÖmerübnüI'Hattab hazretleri de buna kaildir. Elmuhalla.) [38]
307 - : Gerek nefse ve gerek azaya aid icab eden bir kısas, aşağıda yazılı sebeblerden biri tahakkuk edince sakıt olur. Bu sebeplere «müskıtatı kısas» denilir.
308 - : Mevt ve kati. Şöyle ki: men aleyhilkısas, semavî bir âfet ile ölse veya başka bir hususdan dolayı bihakkın veya bigayri hakkin öldürülse kısas sakıt olur, terikesinden diyet de istifa olunamaz. .Çünkü onun hakkında aynen sabit olan yalnız kısasdır.
Kezalik: kısasen kesilecek bir uzuv, semavî bir âfet ile fevt olsa veya haksız yere kesilse kısas sakıt olur, diyet de lâzım gelmez. Fakat bu uzuv, haklı yere, meselâ: sirkatden dolayı kesilecek olsa yine kısas sakıt olursa da diyet sakıt olmaz.
Bir de bu hükümden müdebberler ile ümmi veledler müstesnadır. Yani: bunlardan biri yapdığı cinayetden sonra vefat etse icab eden diyet sakıt olmaz. Belki mevlâsından istifa olunur.
309 - : Cinnet. Şöyle ki: hakkında kısas yapılacak şahıs, hükümden sonra kısas icra edilmek üzere veîiyyi kısasa henüz teslim edilmeden cünunı mutbık ile mecnun olsa kısas sakıt olur. Buna bedel diyet lâzım gelir. Fakat bir katilin badelhükm kısas edilmek üzere veliyyi katîle teslimini müteâkib teeennün etmesi, kısasa mani olmaz
310 - : Kısasa tevarüs: şöyle ki: katil, men lehülkısasa tevarüs etse kısas hakkına da tevarüs edeceği cihetle kendisinden kısas sakıt olur.
Meselâ: bir maktulün varisi olan lieb kardeşi vefat etmekle bu müteveffaya liüm kardeşi bulunan katil varis olsa artık hakkında kısas yapılamaz. Çünkü bu halde hem men aleyhilkısas, hem de men le-hülkisas bulunmuş olur. Bir kısas ise bir şahsın hem aleyhine, hem de lehine olarak iatifa edilemez.
Henüz kısas yapılmadan vefat eden veliyyi cinayete caninin ftiru-undan biri varis olduğu takdirde de hüküm böyledir.
Meselâ: bir kimse, oğlunun kain pederini amden öldürmekle buna oğlunun zevcesi varis olüb da kablel'kısas vefat ederek kendisine kocası-o kimsenin oğlu - varis olsa artık o kimse hakkında kısas yapılamaz. Zira bu takdirde veliyyi katil olmak sıfatı, biîveraae katilin oğluna intikal etmiş olur.
311 - : Sulh. Şöyle ki: veliyyi kısas, peşin veya veresiye bir bedel üzerine cani ile sulh olsa kısas sakıt olur. Bu bedelin diyet cinsinden olub olmaması ve diyet mikdarmdan fazla bulunup bulunmaması müsavidir. Fakat diyet mukabilinde diyetden fasla bir şey üzerine sulh yapılmaması riba kabilinden olacağı cihetle - caiz değildir.
Veliyyi katil, bîr bedel mukabilinde sulh yapdıkdan sonra katili arnden Öldürecek olsa hakkında - âmmei fukahaya göre - kısas lâzım gelir.
312 - : Maktulün iki velîsinden yalnız biri katil üe musalehada
bulunsa kısas yine sakıt olub. diğer velînin hissesi diyete münkalib olmuş olur.
Fakat bir maktulün iki müşterek katilinden biri" hakkında yapılacak sulh, diğer katili hakkındaki kısası iskat etmez.
Kezalik: iki kimsenin katili olan bir cani üe maktullerden birisinin velîsi müsalehada bulunsa diğer maktulün .velîsine aid olan kısas hakkı sakıt olmaz.
313 - : Bir mecruh, kendisini amden veya hataen cerh etmiş olan bir şahıs ile bir mikdar mal üzerine sulh oldukdan sonra o cerhin tesiriyle vefat etse bakılır: eğer sulh, yalnız o cerhden dolayı yapılmış ine bâtıl olur. Şu kadar var ki, bu sulh bâtıi olmakla beraber amd suretinde kısas, diyete inkılâb etmiş olur.
Ve eğer sulh; hem cerh, hem de ondan tehaddüs edecek şey hakkında olmak üzere yapılmış ise bâtıl olmayıb hali Üzere kalır. Binaenaleyh bu suretde mecruhun varisleri, carîhi ne kısas etdirebilir, ne ele kendisinden diyet alabilirler.
Sulh, mutlaka cinayet namına yapılmış, yani: mecruh, cani ile alel' illâk cinayetden' dolayı müsaiehada bulunmuş olduğu takdirde de hüküm böyledir.
314 - : Veliyyi kısas, çocuk veya mecnun veya matuh bulunursa bunun velîsi veya vasisi» cani ile diyetden noksan bir bedel üzerine sulh yapamaz. Yapdıkları takdirde bunlar tam diyet nükdarına müs-tahik olurlar.
Fakat velî veya vasînin cinayeti beyyine ile isbat edemeyeceği, caninin de bil'inkâr yalan yere yemin edeceği malûm olursa o zaman diyetden noksan bir bedel üzerine velînin veya vasînin yapacağı sulh, sahih olur.
315 - : Af ve ibra. Şöyle ki: âkil ve'baliğ olan ve kısas hakkına mâlik bulunan bir kimse, men aleyhil'kısası af veya kendisini kısas-dan ibret etse kısas, sakıt olur.
Af ve ibra muamelesi: «af etdim, kısasdan ibra etdim, kısası iskat eyledim, kısas hakkımı bağışladım» gibi afve delâlet eden bîr" tabir ile yapılır. Bedayi, Haniyye, Behce, Ankaravî.
«(Malikîlere göre de kısas, sulh ile, tevarüsle ve af ile sakıt olur.
Şöyle ki:
(1) : Cani ile amden cerhden dolayı mecniyyün aleyhin, amden katilden dolayı da veliyyi katilin bir bedel üzerine sulh yapması caizdir. Bu bedel, diyetden az veya çok olabileceği gibi peşin veya veresiye de olabilir.
(2) : Cani, hakkı kısasa veiev kısmen tevarüs etse hakkında kısas sakıt olur. Meselâ: bir şahsı iki oğlundan biri kati edip diğer oğlu daha kısas icra edilmeden vefat etse de kendisine katil olan kardeşi varis olsa hakkı kısasa da varis olacağından hakkında kısas sakıt olur. Başka varis var ise o diyetden hissesini alabilir.
(3) : Kısas, veliyyi katilin afviie sakıt olur. Velîler müteaddid olub içlerinden biri katili af edince bakılır: eğer dereceleri istihkakda müsavi veya af edenin derecesi daha yukarı ise af muteber olur. Fakat derecesi aşağı ise muteber olmaz. Çünkü onun hakk-ı kelâmı yokdur.
Mesel: maktulün iki oğlundan biri katili af etse muteber olur. Fakat oğlu var iken kardeşi af etse muteber olmaz.
Kezalik: katli beyyine ile veya ikrar ile sabit olan bir maktulün kızı ile kız kardeşi bulunsa katili af edib etmemek hususunda kızı ehak bulunur. Zira maktulün kızı var iken kız kardeşinin söze hakkı yokdur, irs itibariyle müsavi olmaları, af hususunda da müsavi olmalarını müstelzirn değildir.
Fakat kısasın sübut ve icrası, kesameye = yemine mütevakkıf bulunursa bu yemini maktulün yalnız erkek asabesi yapacağından artık kadınların katili müstakillen afve salâhiyeti kalmaz. Maamafih bu takdirde asabe de müstakillen af edemez. Meselâ bu halde maktulün bir kızı bulunsa bu kız ile asabenin hepsi veya bazısı içtima etmedikçe hiç birinin affı muteber olmaz. Şerhi Ebil'berekât.)
(Şafiîlere göre de* kısas hakkında afüv carîdir. Binaenaleyh hakkında amden cinayet işlenmiş olan kimse, «ben caniyi cinayetinden dolayı icab eden kısasdan veya diyetden af etdim» diyib de badehu ifa-kat bulsa kısas hakkı sakıt olmuş olur. Fakat bu af, cinayetden zaid olan mikdara şâmil olmaz. Çünkü bu zaid mikdar af zamanında sabit değildir.
Meselâ: cinayet yalnız bir parmağı kesmekden ibaret iken badel1-afüv bunun sirayetiyle diğer parmaklar da düşse afvin bunlara şümulü olmaz.
Meğer ki mecniyyün aleyh «ben bu cinayetden ve bu cinayetden tahaddüs edecek şeylerden dolayı icab edecek kısası ve diyeti af etdim* deyib de badehu vefat etsin. O halde kısasa mahal kalmaz, diyet hususunda ise iki kavi vardır. Bir kavle göre bu diyetin, bir vasiyet mahiyetinde olarak af edenin sülüsi malinden caiz olur. Diğer bir kavle göre ise cinayetin tamamından dolayı icab eden diyet ile cani muaheze olunur. Çünkü bu cinayet, katli nefse müncer olinusdur. O halde cani bir katildir. Katile ise vasiyet caiz değildir. Evlâ olan da bu kavildir. Muhtasarı müzeni.)
(Hanbelüere göre de kısas, caninin vefatiyle sakıt olur. FakaL diyet sakit olmaz. Binaenaleyh cani Ölse veya başka bir sebepden dolayı öldürülse terikesinden diyet lâzım gelir.
Kezalik: bir kimsenin bir uzvunu kesmiş olan caninin o uzvu başka bir sebeble kesilse veya çolak olsa bu uzva aid kısas sakıt olub mukabilinde diyet lâzım gelir. Kısas, afüv ile de sakıt olur. Afvın cevazında icma vardır. Ve afüv, afdaidir, Nitekim bir âyeti kerimede buyurulmustur.
«Yani; herhangi katil için kardeşi olan veliyyi kısas tarafından cüz'î bir şey afüv edilmiş olursa artık kısas sakıt olur, veiiyyi kısas tarafından maruf olan iyiliğe itüba etmek, katil 'tarafından da bu iyiliğe mukabelede bulunmak, meselâ: bir diyet, bir bedel dermeyan edilmiş ise onu ona güzelce ödemek lâzım gelir. Maruf ile ihsana ittiba hakkındaki bu hüküm, Eabbinizden bir tahfif, bir rahmettir. Artık bundan sonra her kim tecavüzde bulunursa, meselâ afüv edilen katili öldürürse onun için elim bir azab vardır.»
«Bu âyeti kerimede veliyyi kısasa kardeş denilmesi, cani ile veliyyi kısas arasındaki dinî veya insanî münasebete işaret ile afüv gayesine inayet ve bunların arasında merhamet ve şefkat duygularının tecellîsini temin gibi hikmetleri mütezamnundır.»
Eesuli Ekrem, sallâllahü tealâ aleyhi vesellem efendimiz, cinayet hadiselerinde afüv ile emir buyururlardı. Bu afüvden sonra artık cani hakkında ukubet icra edilmez. Çünkü onun üzerinde bir hak var idi ki, o da afüv ile sakıt olmuşdur.
Veliyyi kısas, cani ile diyetden fazla bir bedel mukabilinde sulh olabilir. Veli, diyeti ihtiyar edince bu, teayyün edib kısas sakıt olur. Diyeti almak, kandan afüv demekdir, artık bunu taleb edemez. Çünkü sakıt avdet etmez. Kegşafül'kina.)
(Zahirîlere göre de afüv ile kısas aakıt olur. Ve bu afve maktulün varislerinden herhangi birisi salâhiyetdardır. Velev ki zevcesi olsun. Bu halde kısas haram olur, afüv etmeyenler diyete müstahik olurlar. Bazı fukahaya göre bu afve ancak erkekler salâhiyetd ardırlar, kadınların afve haklan yoktur. Zührîf Kadete, Hasani Basrî buna kaildir. Bazı fukahaya göre de vârislerden herhangisi kısas isterse kısas yapılır. Diyeti veya afvi iltizam eden vârise iltifat olunmaz. Hepsi de diyet veya afüv hususunda ittifak etmedikçe kısas sakıt olmaz. İbni Ebî Leyla'ya göre her vâris katili afüv edebilir, yalnız zevç ile zevce afüv edemez. Fakat racih olan kavi, her varisin zevç veya zevce de olsa bu afve salâhiyetdar olmasıdır. ÖmerübnüI'Hattab hazretleri de buna kaildir. Elmuhalla.) [38]
1.Bölüm
- 2.Bölüm
- Afüv Ve İbeaya Müteallik Bazı Hükümet
- Âkile Usulünün İçtimai Ehemmiyeti
- ÂKİLENİN MAHİYETİ VE MÜKELEFİYETİ
- Azaya Ait Cerh Ve Katıdan Dolayı Kısas Yapılabilmesi İçin Vücud İktiza Eden Şartlar
- Bazı Ameller Neticesinde Meydana Gelen Katil Ve Telef Hâdiseleri
- BİRİNCİ BÖLÜM-İSLAM HUKUKUNDA CİNAYETLERE MÜTEALLİK MESELELER HAKKINDADIR.
- Cinayetin Mahiyyeti Ve Nevileri
- Cinayetler Île Cezalar Arasındaki Tedahüller Ve Münferid Ve Gayrî Münfekid Cinayetler
- Cinayetlerin Hükümleri
- Cinayetlerin Ne Vechîle Sabit Olacağı
- Diyarların Yıkılmasından Münbais Ölüm
- Diyetlerin Nevîleri Ve Miktarları
- Diyetlerin Lüzumundaki Şartlar
- Diyetlerin Ödenecekleri Vakitler
- Haksız Yere Yapılan Cerhlerin Nevileri
- Haksiz Yere Yapılan Katillerin Nevileri
- Hayvanlara Müteallik Cinayetler
- Katla Nefsden Dolayı Kısas İcra Eyîlmesi İçin Vücudi İcab Eden Şartlar
- Kısas Hakkına Malik Ve Kısası İstifaya Salahiyetli Olanlar
- Kısası İskat Edecek Şeyler
- Kısasın Teveçhile İstifa Edileceği
- Müdafaat Meşrua Halindeki Katl Hadiseleri