Lahika
Lahika :
Yukarıdaki meselelerden de pek açık anlaşıldığı üzere islâm hukuku, hem insanların, hem de sair mahlûkatın haklarına riayet edilmesini pek ziyade iltizam etmişdir. İnsanların maişetine, terakkisine, mevcudiyetini mukadder vakte kadar idame edebilmesine sebep olan şeylerin güzelce muhafaza edilmesine de pek ziyade ehemmiyet vermişdir. Bu hususda tergib ve tahziri havi pek çok beyanatı şer'iyye yardır. Ezcümle bir âyeti kerîmede: yiniz, içiniz, israf, etmeyiniz. Şübhe yok Allah Tealâ müsrifleri sevmez.)
buyurulmuşdur ki, bunun pek geniş olan sahai irşadına bütün iktisadî esaslar dahil bulunmakdadır.
Diğer bir âyeti kerimede de: buyurulmuştur.
Yani : Allah Tealâ, o halikı âzîmdir ki, çardaklı, çardaksız veya: di-kilmiş ve hüdayî nabit olarak yetişmiş olan bağları vücude getirmiş-dir. Ve her birinin yiyilişi, lezzeti, faidesi başka başka olmak üzere hurma ağaçlarını, ekinleri yaratmıştır ve biribirine benzer ve benzemez bir halde olarak zeytin, nar ağaçlarını icad buyurmuşdur. Bunların her biri meyva verdiği zaman meyvasından yiyiniz, biçildiği gün de hakkını = sadakasını, ze âtını veriniz. Fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allah Tealâ şübhe yok ki .nüsrifler} sevmez.
Yine o halikı kerîmdir ki, hayvanlardan ylik taşıyacak ve yününden sergiler yapılacak olanları da yaratmışdır. Allah Tealâ, size rızk olarak ihsan buyurduğu şeylerden viviniz = meşru suretde istifade ediniz, geytânın izlerine uymayınız. Şeytan şübhe yok ki sizin için apaçık bir düşmandır.
İşte bu mealdeki beyanatı kur'aniyyede nail olduğumuz muhtelif, müteaddid niâmi ilâhiyyeyi bize hatırlatıyor, bunların kıymetlerine, muhafazaları lüzumuna işaret ediyor. Bizleri israfdan, şeytanî hareketlere ittibadan nehy etmiş bulunuyor.
Demek insanlar, mallarından meşru suretde istifade edebilirler. Fakat bu mallan lüzumsuz yere sarf edemezler. Böyle bir hareket, bir küfranı nimet alâmetidir. Bir israfdan ibaretdir ki, asla caiz görülemez.
Biz burada ziraatin, insaniyete hizmetin, bütün mahlûkatın hukukuna riayetin ehemmiyetine, lüzumuna dair olan bir kaç hadisi şerifi teberrüken kayd ile iktifa edeceğiz:
(1) : Bir hadisi Nebevide: buyurulmuştur.
Yani : her hangi bir mdslüman, bir ağaç diker veya bir ekin eker de ondan bir kuş veya bir insan yiyecek olursa bu, o müslüman için bir sadaka olmuş olur. Kendisine bir sadaka sevabı husule gelir.
Sahihi Buharîde, Müslimde, Tirmizî'de münderiç olan bu hadisi şerif, bizleri ağaç dikmeğe, ekin ekmeğe tergîb ve tegvikde bulunuyor. Bunlara bir manevî, uhrevî kıymet de veriyor.
(2) : Bir hadisi şerifde de: diye vârid olmuşdür.
Buyurulmuş oluyor ki: bir kimse zulm ve haddi tecavüz bulunmaksızın bir bina yapsa veya zulm ve haddi tecavüz bulunmaksızın bir ağaç dikse bundan Hallâkı Rahim hazretlerinin mahlûkundan biri müstefid oldukça bu, o kimse için devamlı bir ecir olmuş olur. O kimse, bu yüzden mütemadiyen sevaba nail bulunur.
Görülüyor ki, bu hadisi şerif de islâm yurdunu imar, mahlûkatı ilâ-hiyyeye hizmet hususunda pek güzel bir tergibi muhtevi bulunmuşdur.
(3) : Sahihi Büharîde mezkûr bir hadisi şerifde de şöyle buyurulmuşdur: Yani : atlar yok mu, onların alınlarında hayır bağlıdır. At sahihleri de onları beslemeleri yüzünden yardıma = avni ilâhiye nail olurlar. Atlara infakda bulunan kimse ise, sadaka vermek için ellerim açmış bir zat gibidir.
Bu mübarek hadisi şerifde nakil vasıtalarından bulunan ve icabında yurdun müdafaası için cihad sahalarında hizmetine ihtiyâç görülecek olan atların kıymetine, bunlara güzelce bakılmanın lüzumuna işareti mutazammındır.
(4) : Bir hadisi şerifde de: buyurulmuş-dur. Yani: bir kadın, bir kedi yüzünden azaba uğranuşdır. O, kediyi ac-lıkdan Ölünceye kadar habs etmiş, bu sebeble ateşe girmiş, kendisine «sen kediyi habs etdiğin vakit ona ne yiyecek verdin, ne de su içirdin, ne de onu yerin otlarından yiyebilmesi için salıverdin» denilmişdir.
Buharii şerifde münderic olan bu hadisi nebevi, hayvanlara yapılacak eza ve cefanın uhrevî mes'uliyete sebep olacağım belirtmektedir.
(5) : Yine Sahihi Büharîde mezkûr: hadisi şerifi de şu mealdedir: «Bir günahkâr kadın, kuyu başında susuz-lukdan dolayı kendini öldürecek derecede dilini çıkarıb soluyan bir köpeğe rast gelmekle haline acımış, ayağından pabucunu çıkarmış, onu baş örtüsü ile bağlayarak kuyudan o hayvan için su çekmiş de bu yüzden mağfirete nail olmuşdur.
İşte bu mübarek hadis de hayvanat hakkında gösterilen şefkat ve merhametin iffet ve ismete münafi temayülâtı izaleye, af ve mağfiretin tecellisine vesile olacak derecede, mühim, faidli olduğunu göstermekdedir.
(6) : Bir hadisi şerifde de: buyurulmuş-dur. Yani: kendisinde hayat bulunan bir şeyi, meşe?: bir koyunu silâh
talimleri münasebetile - hedef, ittihaz etmeyiniz, onu bir nişangâh tu-. tarak kendisine silâh atmayınız.
İşte Sahihi Müslimde münderic olan bu emri risaletpenahi de alelıtlak hayat sahihlerine karşı şefkat ve riayet gösterilmesi lüzumunu ihtar buyurmakdadır.
(7) : Camiussagîrde mezkûr diğer bir hadisi şerifde de:buyunümuşdur.
Yani : her kim, velev bir serçe kuşunun boğazlanmasında olsun merhametli davranırsa Kendisine kıyamet gününde Allah Tealâ merhamet buyurur.
Bir takım hayvanların gayei hilkati, insanların gıdalarını teminden, yüklerini taşımakdan vesaireden ibaretdir. Artık bu gayeye hadim olan hayvanları keserken kendilerine fazla elem vermeyecek suretde kesmek bu suretle onlara karşı bir merhamet eseri göstermek, insanî bir vazife buîunmuşdur.
(8) : Bir hadisi şerifde de şöyle buyurulmuştur: Sahihi Büharîde ye Müslimde münderie olan bu hadisi nebevî gu mealdedir. «Kıyamet gününde bütün hakları sahihlerine ödemeğe elbette mecbur olacaksınız. Hattâ boynuzsuz koyun için ona boynuzile vurmuş olan boynuzlu koyundan intikam alınacak, onun-, hakkında kısas yapıl acakdır.
İşte bu hadisi şerif de hayvanların bile haklarına riayetin pek mühim bir vecibe olduğunu göstermektedir.
(9) : Taberanîde ya-zıh bir hadisi şerifde: buyurulmuştur. Yani: sen yerde bulunanlara merhamet et ki,. gökde bulunanlar da sana merhamet etsinler, senin hakkında eltafı ilâ-* hiyyenin tecellîsini niyazda bulunsunlar.
İşte bu hadisi nebevi de müslümanhğın cihanşümul bir merhamet ve şefkat dini olduğunu açıkça gösteren en mûbeccel, dinî bir vesikadır. Hak Teaiâ Hazretleri, cümlemizi merhamet ve hukuka lâyıkiyle riayet duygularından mahrum bırakmasın âmin. [10]
Yukarıdaki meselelerden de pek açık anlaşıldığı üzere islâm hukuku, hem insanların, hem de sair mahlûkatın haklarına riayet edilmesini pek ziyade iltizam etmişdir. İnsanların maişetine, terakkisine, mevcudiyetini mukadder vakte kadar idame edebilmesine sebep olan şeylerin güzelce muhafaza edilmesine de pek ziyade ehemmiyet vermişdir. Bu hususda tergib ve tahziri havi pek çok beyanatı şer'iyye yardır. Ezcümle bir âyeti kerîmede: yiniz, içiniz, israf, etmeyiniz. Şübhe yok Allah Tealâ müsrifleri sevmez.)
buyurulmuşdur ki, bunun pek geniş olan sahai irşadına bütün iktisadî esaslar dahil bulunmakdadır.
Diğer bir âyeti kerimede de: buyurulmuştur.
Yani : Allah Tealâ, o halikı âzîmdir ki, çardaklı, çardaksız veya: di-kilmiş ve hüdayî nabit olarak yetişmiş olan bağları vücude getirmiş-dir. Ve her birinin yiyilişi, lezzeti, faidesi başka başka olmak üzere hurma ağaçlarını, ekinleri yaratmıştır ve biribirine benzer ve benzemez bir halde olarak zeytin, nar ağaçlarını icad buyurmuşdur. Bunların her biri meyva verdiği zaman meyvasından yiyiniz, biçildiği gün de hakkını = sadakasını, ze âtını veriniz. Fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allah Tealâ şübhe yok ki .nüsrifler} sevmez.
Yine o halikı kerîmdir ki, hayvanlardan ylik taşıyacak ve yününden sergiler yapılacak olanları da yaratmışdır. Allah Tealâ, size rızk olarak ihsan buyurduğu şeylerden viviniz = meşru suretde istifade ediniz, geytânın izlerine uymayınız. Şeytan şübhe yok ki sizin için apaçık bir düşmandır.
İşte bu mealdeki beyanatı kur'aniyyede nail olduğumuz muhtelif, müteaddid niâmi ilâhiyyeyi bize hatırlatıyor, bunların kıymetlerine, muhafazaları lüzumuna işaret ediyor. Bizleri israfdan, şeytanî hareketlere ittibadan nehy etmiş bulunuyor.
Demek insanlar, mallarından meşru suretde istifade edebilirler. Fakat bu mallan lüzumsuz yere sarf edemezler. Böyle bir hareket, bir küfranı nimet alâmetidir. Bir israfdan ibaretdir ki, asla caiz görülemez.
Biz burada ziraatin, insaniyete hizmetin, bütün mahlûkatın hukukuna riayetin ehemmiyetine, lüzumuna dair olan bir kaç hadisi şerifi teberrüken kayd ile iktifa edeceğiz:
(1) : Bir hadisi Nebevide: buyurulmuştur.
Yani : her hangi bir mdslüman, bir ağaç diker veya bir ekin eker de ondan bir kuş veya bir insan yiyecek olursa bu, o müslüman için bir sadaka olmuş olur. Kendisine bir sadaka sevabı husule gelir.
Sahihi Buharîde, Müslimde, Tirmizî'de münderiç olan bu hadisi şerif, bizleri ağaç dikmeğe, ekin ekmeğe tergîb ve tegvikde bulunuyor. Bunlara bir manevî, uhrevî kıymet de veriyor.
(2) : Bir hadisi şerifde de: diye vârid olmuşdür.
Buyurulmuş oluyor ki: bir kimse zulm ve haddi tecavüz bulunmaksızın bir bina yapsa veya zulm ve haddi tecavüz bulunmaksızın bir ağaç dikse bundan Hallâkı Rahim hazretlerinin mahlûkundan biri müstefid oldukça bu, o kimse için devamlı bir ecir olmuş olur. O kimse, bu yüzden mütemadiyen sevaba nail bulunur.
Görülüyor ki, bu hadisi şerif de islâm yurdunu imar, mahlûkatı ilâ-hiyyeye hizmet hususunda pek güzel bir tergibi muhtevi bulunmuşdur.
(3) : Sahihi Büharîde mezkûr bir hadisi şerifde de şöyle buyurulmuşdur: Yani : atlar yok mu, onların alınlarında hayır bağlıdır. At sahihleri de onları beslemeleri yüzünden yardıma = avni ilâhiye nail olurlar. Atlara infakda bulunan kimse ise, sadaka vermek için ellerim açmış bir zat gibidir.
Bu mübarek hadisi şerifde nakil vasıtalarından bulunan ve icabında yurdun müdafaası için cihad sahalarında hizmetine ihtiyâç görülecek olan atların kıymetine, bunlara güzelce bakılmanın lüzumuna işareti mutazammındır.
(4) : Bir hadisi şerifde de: buyurulmuş-dur. Yani: bir kadın, bir kedi yüzünden azaba uğranuşdır. O, kediyi ac-lıkdan Ölünceye kadar habs etmiş, bu sebeble ateşe girmiş, kendisine «sen kediyi habs etdiğin vakit ona ne yiyecek verdin, ne de su içirdin, ne de onu yerin otlarından yiyebilmesi için salıverdin» denilmişdir.
Buharii şerifde münderic olan bu hadisi nebevi, hayvanlara yapılacak eza ve cefanın uhrevî mes'uliyete sebep olacağım belirtmektedir.
(5) : Yine Sahihi Büharîde mezkûr: hadisi şerifi de şu mealdedir: «Bir günahkâr kadın, kuyu başında susuz-lukdan dolayı kendini öldürecek derecede dilini çıkarıb soluyan bir köpeğe rast gelmekle haline acımış, ayağından pabucunu çıkarmış, onu baş örtüsü ile bağlayarak kuyudan o hayvan için su çekmiş de bu yüzden mağfirete nail olmuşdur.
İşte bu mübarek hadis de hayvanat hakkında gösterilen şefkat ve merhametin iffet ve ismete münafi temayülâtı izaleye, af ve mağfiretin tecellisine vesile olacak derecede, mühim, faidli olduğunu göstermekdedir.
(6) : Bir hadisi şerifde de: buyurulmuş-dur. Yani: kendisinde hayat bulunan bir şeyi, meşe?: bir koyunu silâh
talimleri münasebetile - hedef, ittihaz etmeyiniz, onu bir nişangâh tu-. tarak kendisine silâh atmayınız.
İşte Sahihi Müslimde münderic olan bu emri risaletpenahi de alelıtlak hayat sahihlerine karşı şefkat ve riayet gösterilmesi lüzumunu ihtar buyurmakdadır.
(7) : Camiussagîrde mezkûr diğer bir hadisi şerifde de:buyunümuşdur.
Yani : her kim, velev bir serçe kuşunun boğazlanmasında olsun merhametli davranırsa Kendisine kıyamet gününde Allah Tealâ merhamet buyurur.
Bir takım hayvanların gayei hilkati, insanların gıdalarını teminden, yüklerini taşımakdan vesaireden ibaretdir. Artık bu gayeye hadim olan hayvanları keserken kendilerine fazla elem vermeyecek suretde kesmek bu suretle onlara karşı bir merhamet eseri göstermek, insanî bir vazife buîunmuşdur.
(8) : Bir hadisi şerifde de şöyle buyurulmuştur: Sahihi Büharîde ye Müslimde münderie olan bu hadisi nebevî gu mealdedir. «Kıyamet gününde bütün hakları sahihlerine ödemeğe elbette mecbur olacaksınız. Hattâ boynuzsuz koyun için ona boynuzile vurmuş olan boynuzlu koyundan intikam alınacak, onun-, hakkında kısas yapıl acakdır.
İşte bu hadisi şerif de hayvanların bile haklarına riayetin pek mühim bir vecibe olduğunu göstermektedir.
(9) : Taberanîde ya-zıh bir hadisi şerifde: buyurulmuştur. Yani: sen yerde bulunanlara merhamet et ki,. gökde bulunanlar da sana merhamet etsinler, senin hakkında eltafı ilâ-* hiyyenin tecellîsini niyazda bulunsunlar.
İşte bu hadisi nebevi de müslümanhğın cihanşümul bir merhamet ve şefkat dini olduğunu açıkça gösteren en mûbeccel, dinî bir vesikadır. Hak Teaiâ Hazretleri, cümlemizi merhamet ve hukuka lâyıkiyle riayet duygularından mahrum bırakmasın âmin. [10]
Konular
- Mecellenin Kaldırılması
- Akidlerde İtibar Maksad ve Mânâyadır; Elfaz ve Mebâniye Değildir.
- Yakın Şüphe İle Zail Olmaz.
- Bir Şeyin Bulunduğu Hal Üzere Kalması Asıldır.
- Kadîm Kıdemi Üzere Terk Olunur
- Zarar Kadîm Olmaz
- Beraati Zimmet Asıldır
- Arızî Sıfatlarda Aslolan Ademdir
- Bir Zamanda Sabit Olan Şey..
- Yeni Meydana Gelen Bir Olayın ..
- Kelâmda Aslolan Mânâ-yı Hakîkîdir
- Sarahat Karşısında Delâlete İtibar Yoktur
- Mevrid-i Nasda İçtihada Mesağ Yoktur
- Kıyasa Aykırı Olarak Sabit Olan Şey ..
- İctihadla İctihad Nakz Olunmaz
- Meşakkat Kolaylığı Celbeder
- Bir İş Daralınca Genişlemeye Yüz Tutar
- Zarar Ve Mukabele-i Bizzarar Yoktur
- Zarar İzâle Olunur
- Zaruretler Mahzurlu Şeyleri Mubah Kılar
- Zaruretler Kendi Miktarınca Takdir Olunur
- Bir Özür İçin Caiz Olan Şey ..
- Mâni' Zail Oldukta Memnît Avdet Eder
- Bir Zarar Kendi Misliyle İzale Olunmaz
- Zararı Âmmı Defi' İçin Zararı Hass İhtiyar Olunur
- Madde 21 = Geçersiz sebeple yapılan feshin sonuçları
- İSLAM VE MODERN HUKUK KARŞILAŞTIRILMASIYLA CEZA HUKUKUNA VE KISASA KISA BİR BAKIŞ
- İSLAM'DA İNSAN HAKLARI
- OSMANLI'DA MECELLE VE FRANSIZ MEDENİ KANUNUNU TARTIŞMALARI
- DÜNYADA HUKUK EĞİTİMİ VE AVUKATLIK STAJI