Füruun = Evlâd Ve Ahfadın Nafakaları
Füruun = Evlâd Ve Ahfadın Nafakaları :
199 - : Hür, fakir, gayri baliğ olan erkek evlâdın ve hür, fakir bulunan kız evlâdın nafakaları yalnız hür olan babaları üzerine lâzım gelir. Babaları infakdan kaçınır ise hâkim tarafından habs edilebilir, ve icabın da babalan üzerine nafakaları farz ve takdir edilerek bunun bîl'istidane sarf edilmesi için validelerine ve baliğ olan kız evlâdına emir verilebilir.
200 - : Evlâdın nafakaları, babalarının fakir olmalarına binaen sakıt olmaz. Binaenaleyh böyle bir baba, kazanıb nafakaya müstahik olan evlâdına infakda bulunmaya mecburdur.
Fakat böyle bir baba^ hasta veya kötürüm olmakla kesbden âciz bulunsa veya kazancı nafakalarına kifayet etmese, yahut hazır malı mev-cud olmadığı halde tegayyüb etse evlâdmındiğer karibleri, yani: babalarının vefatı takdirinde nafakaları üzerine lâzım gelecek olan hısımları, bu evlâda infaka mecbur olurlar.
Bu akriba, bu evlâdın kötürüm olmayan babalarına bilâhare rücu edebilirler. Fakat fakir ve kötürüm olan bir baba, meyyit hükmündedir. Kendisine rücu edilemez.
201 - : Fakir olduklarını iddia eden kimseler, çocuklarının nafakalardan dolayı habs edilemezler. Bu nafakalar, müterakim bulunsun, bulunmasın.
202 - : Bir çocuğun nafakası için babasının emir ve takdiriyle sarf edilen bir meblâğ, babasının zimmetine müteveccih bir borç olur. Binaenaleyh henüz eda etmeden vefat ederse terikesinden istifa olunur.
203 - : Bir çocuğun babası veya dedesi, bilâhare bu çocuğun malına rücu etmek üzere kendisine infakda bulunmuş olsa bakılır : Eğer bu husuada hâkimin iznini istihsal etmiş .ise rücu edebilir. Ve illâ edemez.
Kezalik : başkalarım işhad etmişise yine rücu edebilir. Şu kadar var ki, bu işhadm muteber olması için çocuğun mal sahibi olması lâzımdır.
204 - : Bir çocuğun babası veya dedesi, kendi zimmetinde oian ala cağına mahsuben bu çocuğa infakda bulunsa bakılır : Eğer çocuğun bu alacağına mahsuben lâzım gelen me'kûlât ve melbusatı iştira ve tedarük edeceğine işhadde bulunmuş ise tekas hâsıl olur veillâ olmaz.
205 - : Çocukların gaib olan veya vakti istihkakı henüz hulul etmemiş bulunan malları, filhal madum hükmündedir. Binaenaleyh baba lan, kendilerine - bilâhare rücu edebilmek üzere - infaka mecbur o-lur.
206 - : Bir baba, fakir çocuğuna kazanç çağına kadar infaka mecburdur. Badehu onu halînemünasib bir sanate koyar veya bir ücretle çalıştırır da kazancından infakda bulunur. Fazlasını da çocuk namına saklar, noksan kalırsa kendisi ikmal eder. Fakat çocuğun babası, müb-zir ise bu fazla, hâkim tarafından emin bir şahsa teslim edilir. Şu kadar var ki çocuğun babası veya anası fakir olub da bu fazlaya muhtaç bulunursa bunu kendisine sarf edebilir.
207 - : Bir çocuğun babası da; anası da fakir olub başka karibi bu Ummazsa anası; hâkimin iznile istidanede bulunarak çocuğa infak, badehu babasına rücu eder.
208 - : Çocuklar için takdir edilecek nafakalar, yaşlariyle, babalarının servetleriyle mütenasib, kifayet mikdarı olmak lâzım gelir. Babaları servetçe orta halli olunca kendilerine birer ve kifayetsizliği halinde ikişer hâdirh de tedarük edilir.
209 - : Çocukların nafakaları validelerine tevdi edileceği takdirde bakılır : Eğer emin iseler bunda mahzur yokdur. Emin değilseler nafakaları birer sika vasıtasivle sabahlı ve akşamlı olarak bunlara verilir. Şu kadar var ki, valideler, esasen emin sayıldıklarından hıyanetleri, kavli mücerred ile değil, hâkimin tahkikatile anlaşılmak "lâzımdır.
210 - : Çocukların nafakaları, nakd olarak takdir edilebileceği gibi me'lûkât, meşrubat, melbusat olarak da takdir edilebilir. Bunların valideleri, kendilerine tevdi edilen nafakaların zayi olduğunu iddia etselet tekrar nafakai misillerini alabilirler.
211 - : Küçük çocukların nafakalarından valideleri, babalarile sulh olabilirler. Babalan zengin olsun Şu kadar var ki bedeli sulh de maruf nafaka mikdanna nazaran ziyade veya noksan suretiyle gabnifâhis bulunursa ziyade mikdarı tenzil, noksan mikdarı da kadri marufa iblâğ edilir.
212 - : Hür olmayan evlâdın nafakaları, mâliklerine lâzım gelir. Zengin olan çocukların nafakaları, reza ücretleri kendi mallarından tesviye edilir. Baliğ olan erkek evlâdın nafakaları da kendilerine aid olub babalarına lâzım gelmez. Meğer ki her hangi bir illet ve mazeret dolayı-siyle kesbden âciz bulunsunlar.
Ayan ve eşrafdan kimselerin oğulları olub da ücretle istihdam edilemez takımdan bulunanlar, kesbden âciz sayılırlar. Bunların malları bulunmayınca müraceatleri üzerine nafakalarını hâkim takdir eder. Babaları «biz bunlara bizzat ifam ve infakda bulunuruz^ diyemezler.
213 - : Nafakaları, babaları üzerine lâzım gelen büyük erkek evladın zevcelerine infaka babaları mecbur değildir. Fakat bu evîâd, malûl olmak gibi bir sebeble hadime muhtaç bulundukları takdirde bu hadimlerin nafakalarını da babaları tesviye eder. Bu hadimler onların gerek zevceleri, cariyeleri olsun ve gerek ecnebi- bulunsun müsavidir.
214 - : Büyük kız evlâdı, fakir olub kocaları bulunmadığı takdirde babaları tarafından infak olunurlar. Gerek bikr ve gerek iddeti bitmiş dul bulunsunlar müsavidir.
215 - : Büyük evlâdın varidatları, kazançları kendi idarelerine kifayet etmediği ve mütebakisini de kazanmakdan âciz bulundukları takdirde noksan kalan mikdarı babalarına lâzım gelir.
216 - : Evlâd nafakaları, gaib bulunan babalarının nafaka cinsinden olan mevcud mallarından takdir edilebilir. Nitekim usulün nafakaları da böyledir. Amma nafaka cinsinden olmayan, meselâ : akar kabilinden bulunan mallarından takdir edilemez. Çünkü bunlar, satılmaya muh-tacdır. Gaibin malı ise satılamaz.
Gaiblerin nafaka cinsinden olan vedialarından ve medyunları zim-metlerindeki alacaklarından da hâkimin hükmiyle nafakaları takdir olunabilir. Elverir ki vedîa veya alacak bil'ikrar sabit olsun.
217 - : Gaiblerin mallarından nafaka takdir edildiği takdirde men lehünnefaka, tahlif edilerek kendisinden kefilbil.mal alınması lâzım gelir. Çünkü nafakayı haksız yere almış ise bu suretle istirdadı temin edilmiş olur.
218 - : Füruun babalan bulunmadığı veya bulunub da madum hükmünde olduğu takdirde sair usuhle havaşîsi bulunursa aşağıdaki me nafakaları temin edilir seleler veçhile
219 - : Men lehünnafakanın babasından maada usulü bulundukda bakılır : eğer bu usulün bazısı varis, bazısı gayri varis ise eüziyyet d-hetile akrabine itibar olunur. Binaenaleyh valide ile.liüzn ced ve ümmüT-eb içtima etse nafakası yalnız validesi üzerine lâzım gelir.
Ve eğer usulün bir kısmı varis, diğer bir kısmı ise gayri vana ol* inakla beraber dereceleri müsavi bulunsa varis olanlar tercih olunur. Meselâ : Ueb ced ile liüm ced içtima etse nafakayi yalmz lieb ced, tahammül eder.
Amma usulün hepsi de varis oldukları takdirde nafakayı hissei ir-siyyeleri nisbetinde vermeğe mecbur olurlar. Meselâ : ana ile baba biı dede içtima etse nafakayı eslâsen tesviye ederler.
220 - : Men lehünnefakanın usulü ile havaşîsi içtima etse bakılır: Eğer bu iki sınıfdan yalnız biri vâris *ise mutlaka usule itibar olunur. Çünkü cüz'iyyet, tercihe medardır. Binaenaleyh nafaka alacak şahsın lieb dedesile ana baba bir kardeşi veya liüm dedesi ile amcası içtima etse nafakasını, birinci takdirde lieb dedesi, ikinci takdirde de liüm dedesi tahammül eder. Halbuki ikinci takdirde liüm dede varis değildir.
Fakat bu içtima eden usul ile havaşînin hepsi de varis iseler, yani: nafaka alacak şahsa hali hazırına nazaran vefatında varis olacaklar ise, nafakayı mirasdan hisseleri nisbetinde tahammül ederler. Meselâ : ana İle ana baba bir kardeş veya kardeş oğlu veya amca içtima etse nafakanın üçte birini ana, üçde ikisini kardeş veya kardeş oğlu veya amca tesviye eder.
221 - : Yukarıdaki meselede içtima etdikleri tasavvur olunan usul hakkında da (219) uncu meselede muteber olan hususlar nazara alınır. Şöyle ki : lieb ced ile liüm ced ve îiebeveyn kardaş içtima etse nafakayı yalnız Ueb ced tahammül eder. Çünkü lieb ced, cüziyyetde liüm cede müsavi ise de irs cihetiyle ondan mukaddemdir.
Kezalik ; ana ile beraber liüm ced ve amca içtima etse ana, Küm cedde tercih olunur. Çünkü ana, varis ve karabet cihetile liüm cedden mukaddemdir.
Şayed lieb ced ile beraber amca veya ana baba bir kardeş içtima etse nafaka yalnız cedde lâzım gelir. Zira ced, amcayı ve liebeveyn kardeşi hacb etliğinden baba mesabesinde olur. Nafaka hususunda ise babaya başkaları teşrik edilemez. Halbuki yalnız lîeb ced ile ana bulunduğu suretde, ced, baba mesabesinde olamaz. Çünkü bu takdirde Kacb, mev-cud değildir. Mebsut, Hindiyye, Dürri Muhtar.
« (Malikîlere göre evlâdın nafakaya istihkakı için şu gartlar vardır :
(1) : Evlâd, fakir olmalıdır. Binaenaleyh malı veya raic sanati bulunan bir kimse, babasından nafaka alamaz.
(2) : Evlâd; baliğ, âkil, kesbe kadir bulunmamış olmalıdır.
Binaenaleyh kesbe kadir olarak baliğ olan evlâdın nafakası, babasından sakıt olur. Hattâ bilâhare kendisine cinnet veya kesbden acz hâli arız olsa da babası üzerine nafakası avdet etmez. Fakat mecnun veya kesbe kadir olmayacak halde malûl olan evlâdın nafakası, bülûğiyle sakıt olmayıb devam eder.
(3) : Evlâd, hür olmalıdır. Çünkü başkasının memlûkü bulunursa nafakası mâlikine aid olur.
(4) : Evlâdın babası musir olmalıdır, Mu'sir olursa nafakası sakıt olur. Bir baba, sanatle veya saire ile kazanıb evlâdına infal;da bulunmaya mecbur değildir.
(5) : Evlâd, kız olunca kocaya varıb zifaf oluncaya veya müstaid olduğu halde zifafa davet edilinceye kadar babasından nafaka almaya müstahik olur.
Kocaya varan baliğ, sıhhati yerinde bir kadımn nafakası, kocasının talâk veya vefatından sonra babasına avdet etmez. Fakat bikr olur veya gayri baliğ veya malûl bulunursa nafakası babasına avdet eder.
(6) : Bir baba, evlâdına kendisile zevcesinin nafakalarından artan malinden kifayet mikdarı nafaka verir, bundan ziyadesile mükellef olmaz.
(7) : Evlâd nafakası, müddetin mürurile sakıt olur. Bunlara başka bir kimse bir müddet infakda bulunmuş olsa bununla babalarına rücu edemez.
(8) : Evlâd nafakası, validelere ve cedlere lâzım gelmez Bunlar, bu nafakayı vermeğe mecbur değildirler. Velev ki musir olsunlar.)
(Şâfiîlerce de şu gibi şartlar vardır:
(1) : Evlâd, fakir olmalıdır. Binaenaleyh evlâd; zengin, yani : nafakasına kifayet edecek bir mala malik olunca babasından nafaka almaya müstahik olmaz. Velev ki sagîr, mecnun veya malûl bulunsun.
(2) : Evlâd, erkek ise sagîr, yani : gayri baliğ olmalıdır. Mecnun ile kesbe kadir olmayan malûl, sagîr hükmündedir.
(3) : Evlâd, hür olmalıdır. Hür olmayanın nafakası, mevlâsına aid-dir.
(4) : Evlâd, kız ise evlenmemiş olmalıdır: Bir kız, evlenirse nafakası kocasına teveccüh edeceği zamana kadar babasından nafaka almava müstahik olur, ondan sonra müstahik olmaz. Evlenmeğe kadir olduğu halde bundan imtina etse bir kavle göre nafakası sakıt olur. Diğer bir kavle ffÖre sakıt olmaz. Meşhur olan da budur.
(5) : Evlâd nafakası, bunların doyabilecekleri mikdar taam ile ihtiyaçlarını def edecek kisveden ibaretdir. Maahaza muhtaç oldukları takdirde hadim ve tabib ücretlerile ilâç iştirası da babalarına aid olur.
(6) : Evlâd nafakası; bir deyn olarak zimmete teallûk etmez. Meğer ki bizzat hâkim tarafından istidane edilmiş veya men aleyhinnefaka tarafından bu istidaneye izin verilmiş olsun. O takdirde mukadder olan nafaka, sakıt olmaz. Fakat diğer bir kavle göre evlâd nafakai mukadde-resi, müstedane bulunmamış olsa da sakıt olmaz.
(7) : Evlâd nafakası, ecdada da lâzım gelir. Binaenaleyh babası mevcud olmayan fakir bir çocuğun nafakası lieb ceddine teveccüh eder. Böyle bir çocuğun lieb ceddile validesi içtima etse nafakasını yalnız ceddinin vermesi lâzım gelir. Çünkü o, ta'sib hususunda münferiddir, bu cihetle babaya müşabih bulunur.
(8) : Kadınlar, evlâdlarının nafakalarını vermekle mükellef olmazlar.
(Hanbelîlere göre de şu gibi şartlar mevcuddur :
(1) : Evlâd, fakir olmalıdır. Binaenaleyh musir bulunursa nafakaya müstahik olmaz. Kesbe kudret de yesârden sayılır.
(2) : Evlâd da, babaları da hür olmalıdırlar. Bunlardan biri veya her ikisi rakik bulunursa birbirine nafaka vermekle mükellef olmazlar.
(3) : Evlâdın nafakaları, valideleri ve cedleri üzerine de lâzım gelir. SÖyle ki: Fakir bir çocuğun valideşile lieb cedfü bulunsa nafakasının sülüsü validesine, sülüsanı da ceddi üzerine lâzım gelir.
(4) : Fakir bir çocuğun babası bulunmadığı takdirde çocuğun vârisleri, mirasları mikdarına göre nafakasını vermeğe mecbur olurlar. Mücahid ile Nehaînin kavülleri de böyledir. Fakat baba, infaka ehil olunca evlâdının nafakasına başkaları iştirak etmez. Eimuğnî, Eîmezahibü Terbea.) [2]
199 - : Hür, fakir, gayri baliğ olan erkek evlâdın ve hür, fakir bulunan kız evlâdın nafakaları yalnız hür olan babaları üzerine lâzım gelir. Babaları infakdan kaçınır ise hâkim tarafından habs edilebilir, ve icabın da babalan üzerine nafakaları farz ve takdir edilerek bunun bîl'istidane sarf edilmesi için validelerine ve baliğ olan kız evlâdına emir verilebilir.
200 - : Evlâdın nafakaları, babalarının fakir olmalarına binaen sakıt olmaz. Binaenaleyh böyle bir baba, kazanıb nafakaya müstahik olan evlâdına infakda bulunmaya mecburdur.
Fakat böyle bir baba^ hasta veya kötürüm olmakla kesbden âciz bulunsa veya kazancı nafakalarına kifayet etmese, yahut hazır malı mev-cud olmadığı halde tegayyüb etse evlâdmındiğer karibleri, yani: babalarının vefatı takdirinde nafakaları üzerine lâzım gelecek olan hısımları, bu evlâda infaka mecbur olurlar.
Bu akriba, bu evlâdın kötürüm olmayan babalarına bilâhare rücu edebilirler. Fakat fakir ve kötürüm olan bir baba, meyyit hükmündedir. Kendisine rücu edilemez.
201 - : Fakir olduklarını iddia eden kimseler, çocuklarının nafakalardan dolayı habs edilemezler. Bu nafakalar, müterakim bulunsun, bulunmasın.
202 - : Bir çocuğun nafakası için babasının emir ve takdiriyle sarf edilen bir meblâğ, babasının zimmetine müteveccih bir borç olur. Binaenaleyh henüz eda etmeden vefat ederse terikesinden istifa olunur.
203 - : Bir çocuğun babası veya dedesi, bilâhare bu çocuğun malına rücu etmek üzere kendisine infakda bulunmuş olsa bakılır : Eğer bu husuada hâkimin iznini istihsal etmiş .ise rücu edebilir. Ve illâ edemez.
Kezalik : başkalarım işhad etmişise yine rücu edebilir. Şu kadar var ki, bu işhadm muteber olması için çocuğun mal sahibi olması lâzımdır.
204 - : Bir çocuğun babası veya dedesi, kendi zimmetinde oian ala cağına mahsuben bu çocuğa infakda bulunsa bakılır : Eğer çocuğun bu alacağına mahsuben lâzım gelen me'kûlât ve melbusatı iştira ve tedarük edeceğine işhadde bulunmuş ise tekas hâsıl olur veillâ olmaz.
205 - : Çocukların gaib olan veya vakti istihkakı henüz hulul etmemiş bulunan malları, filhal madum hükmündedir. Binaenaleyh baba lan, kendilerine - bilâhare rücu edebilmek üzere - infaka mecbur o-lur.
206 - : Bir baba, fakir çocuğuna kazanç çağına kadar infaka mecburdur. Badehu onu halînemünasib bir sanate koyar veya bir ücretle çalıştırır da kazancından infakda bulunur. Fazlasını da çocuk namına saklar, noksan kalırsa kendisi ikmal eder. Fakat çocuğun babası, müb-zir ise bu fazla, hâkim tarafından emin bir şahsa teslim edilir. Şu kadar var ki çocuğun babası veya anası fakir olub da bu fazlaya muhtaç bulunursa bunu kendisine sarf edebilir.
207 - : Bir çocuğun babası da; anası da fakir olub başka karibi bu Ummazsa anası; hâkimin iznile istidanede bulunarak çocuğa infak, badehu babasına rücu eder.
208 - : Çocuklar için takdir edilecek nafakalar, yaşlariyle, babalarının servetleriyle mütenasib, kifayet mikdarı olmak lâzım gelir. Babaları servetçe orta halli olunca kendilerine birer ve kifayetsizliği halinde ikişer hâdirh de tedarük edilir.
209 - : Çocukların nafakaları validelerine tevdi edileceği takdirde bakılır : Eğer emin iseler bunda mahzur yokdur. Emin değilseler nafakaları birer sika vasıtasivle sabahlı ve akşamlı olarak bunlara verilir. Şu kadar var ki, valideler, esasen emin sayıldıklarından hıyanetleri, kavli mücerred ile değil, hâkimin tahkikatile anlaşılmak "lâzımdır.
210 - : Çocukların nafakaları, nakd olarak takdir edilebileceği gibi me'lûkât, meşrubat, melbusat olarak da takdir edilebilir. Bunların valideleri, kendilerine tevdi edilen nafakaların zayi olduğunu iddia etselet tekrar nafakai misillerini alabilirler.
211 - : Küçük çocukların nafakalarından valideleri, babalarile sulh olabilirler. Babalan zengin olsun Şu kadar var ki bedeli sulh de maruf nafaka mikdanna nazaran ziyade veya noksan suretiyle gabnifâhis bulunursa ziyade mikdarı tenzil, noksan mikdarı da kadri marufa iblâğ edilir.
212 - : Hür olmayan evlâdın nafakaları, mâliklerine lâzım gelir. Zengin olan çocukların nafakaları, reza ücretleri kendi mallarından tesviye edilir. Baliğ olan erkek evlâdın nafakaları da kendilerine aid olub babalarına lâzım gelmez. Meğer ki her hangi bir illet ve mazeret dolayı-siyle kesbden âciz bulunsunlar.
Ayan ve eşrafdan kimselerin oğulları olub da ücretle istihdam edilemez takımdan bulunanlar, kesbden âciz sayılırlar. Bunların malları bulunmayınca müraceatleri üzerine nafakalarını hâkim takdir eder. Babaları «biz bunlara bizzat ifam ve infakda bulunuruz^ diyemezler.
213 - : Nafakaları, babaları üzerine lâzım gelen büyük erkek evladın zevcelerine infaka babaları mecbur değildir. Fakat bu evîâd, malûl olmak gibi bir sebeble hadime muhtaç bulundukları takdirde bu hadimlerin nafakalarını da babaları tesviye eder. Bu hadimler onların gerek zevceleri, cariyeleri olsun ve gerek ecnebi- bulunsun müsavidir.
214 - : Büyük kız evlâdı, fakir olub kocaları bulunmadığı takdirde babaları tarafından infak olunurlar. Gerek bikr ve gerek iddeti bitmiş dul bulunsunlar müsavidir.
215 - : Büyük evlâdın varidatları, kazançları kendi idarelerine kifayet etmediği ve mütebakisini de kazanmakdan âciz bulundukları takdirde noksan kalan mikdarı babalarına lâzım gelir.
216 - : Evlâd nafakaları, gaib bulunan babalarının nafaka cinsinden olan mevcud mallarından takdir edilebilir. Nitekim usulün nafakaları da böyledir. Amma nafaka cinsinden olmayan, meselâ : akar kabilinden bulunan mallarından takdir edilemez. Çünkü bunlar, satılmaya muh-tacdır. Gaibin malı ise satılamaz.
Gaiblerin nafaka cinsinden olan vedialarından ve medyunları zim-metlerindeki alacaklarından da hâkimin hükmiyle nafakaları takdir olunabilir. Elverir ki vedîa veya alacak bil'ikrar sabit olsun.
217 - : Gaiblerin mallarından nafaka takdir edildiği takdirde men lehünnefaka, tahlif edilerek kendisinden kefilbil.mal alınması lâzım gelir. Çünkü nafakayı haksız yere almış ise bu suretle istirdadı temin edilmiş olur.
218 - : Füruun babalan bulunmadığı veya bulunub da madum hükmünde olduğu takdirde sair usuhle havaşîsi bulunursa aşağıdaki me nafakaları temin edilir seleler veçhile
219 - : Men lehünnafakanın babasından maada usulü bulundukda bakılır : eğer bu usulün bazısı varis, bazısı gayri varis ise eüziyyet d-hetile akrabine itibar olunur. Binaenaleyh valide ile.liüzn ced ve ümmüT-eb içtima etse nafakası yalnız validesi üzerine lâzım gelir.
Ve eğer usulün bir kısmı varis, diğer bir kısmı ise gayri vana ol* inakla beraber dereceleri müsavi bulunsa varis olanlar tercih olunur. Meselâ : Ueb ced ile liüm ced içtima etse nafakayi yalmz lieb ced, tahammül eder.
Amma usulün hepsi de varis oldukları takdirde nafakayı hissei ir-siyyeleri nisbetinde vermeğe mecbur olurlar. Meselâ : ana ile baba biı dede içtima etse nafakayı eslâsen tesviye ederler.
220 - : Men lehünnefakanın usulü ile havaşîsi içtima etse bakılır: Eğer bu iki sınıfdan yalnız biri vâris *ise mutlaka usule itibar olunur. Çünkü cüz'iyyet, tercihe medardır. Binaenaleyh nafaka alacak şahsın lieb dedesile ana baba bir kardeşi veya liüm dedesi ile amcası içtima etse nafakasını, birinci takdirde lieb dedesi, ikinci takdirde de liüm dedesi tahammül eder. Halbuki ikinci takdirde liüm dede varis değildir.
Fakat bu içtima eden usul ile havaşînin hepsi de varis iseler, yani: nafaka alacak şahsa hali hazırına nazaran vefatında varis olacaklar ise, nafakayı mirasdan hisseleri nisbetinde tahammül ederler. Meselâ : ana İle ana baba bir kardeş veya kardeş oğlu veya amca içtima etse nafakanın üçte birini ana, üçde ikisini kardeş veya kardeş oğlu veya amca tesviye eder.
221 - : Yukarıdaki meselede içtima etdikleri tasavvur olunan usul hakkında da (219) uncu meselede muteber olan hususlar nazara alınır. Şöyle ki : lieb ced ile liüm ced ve îiebeveyn kardaş içtima etse nafakayı yalnız Ueb ced tahammül eder. Çünkü lieb ced, cüziyyetde liüm cede müsavi ise de irs cihetiyle ondan mukaddemdir.
Kezalik ; ana ile beraber liüm ced ve amca içtima etse ana, Küm cedde tercih olunur. Çünkü ana, varis ve karabet cihetile liüm cedden mukaddemdir.
Şayed lieb ced ile beraber amca veya ana baba bir kardeş içtima etse nafaka yalnız cedde lâzım gelir. Zira ced, amcayı ve liebeveyn kardeşi hacb etliğinden baba mesabesinde olur. Nafaka hususunda ise babaya başkaları teşrik edilemez. Halbuki yalnız lîeb ced ile ana bulunduğu suretde, ced, baba mesabesinde olamaz. Çünkü bu takdirde Kacb, mev-cud değildir. Mebsut, Hindiyye, Dürri Muhtar.
« (Malikîlere göre evlâdın nafakaya istihkakı için şu gartlar vardır :
(1) : Evlâd, fakir olmalıdır. Binaenaleyh malı veya raic sanati bulunan bir kimse, babasından nafaka alamaz.
(2) : Evlâd; baliğ, âkil, kesbe kadir bulunmamış olmalıdır.
Binaenaleyh kesbe kadir olarak baliğ olan evlâdın nafakası, babasından sakıt olur. Hattâ bilâhare kendisine cinnet veya kesbden acz hâli arız olsa da babası üzerine nafakası avdet etmez. Fakat mecnun veya kesbe kadir olmayacak halde malûl olan evlâdın nafakası, bülûğiyle sakıt olmayıb devam eder.
(3) : Evlâd, hür olmalıdır. Çünkü başkasının memlûkü bulunursa nafakası mâlikine aid olur.
(4) : Evlâdın babası musir olmalıdır, Mu'sir olursa nafakası sakıt olur. Bir baba, sanatle veya saire ile kazanıb evlâdına infal;da bulunmaya mecbur değildir.
(5) : Evlâd, kız olunca kocaya varıb zifaf oluncaya veya müstaid olduğu halde zifafa davet edilinceye kadar babasından nafaka almaya müstahik olur.
Kocaya varan baliğ, sıhhati yerinde bir kadımn nafakası, kocasının talâk veya vefatından sonra babasına avdet etmez. Fakat bikr olur veya gayri baliğ veya malûl bulunursa nafakası babasına avdet eder.
(6) : Bir baba, evlâdına kendisile zevcesinin nafakalarından artan malinden kifayet mikdarı nafaka verir, bundan ziyadesile mükellef olmaz.
(7) : Evlâd nafakası, müddetin mürurile sakıt olur. Bunlara başka bir kimse bir müddet infakda bulunmuş olsa bununla babalarına rücu edemez.
(8) : Evlâd nafakası, validelere ve cedlere lâzım gelmez Bunlar, bu nafakayı vermeğe mecbur değildirler. Velev ki musir olsunlar.)
(Şâfiîlerce de şu gibi şartlar vardır:
(1) : Evlâd, fakir olmalıdır. Binaenaleyh evlâd; zengin, yani : nafakasına kifayet edecek bir mala malik olunca babasından nafaka almaya müstahik olmaz. Velev ki sagîr, mecnun veya malûl bulunsun.
(2) : Evlâd, erkek ise sagîr, yani : gayri baliğ olmalıdır. Mecnun ile kesbe kadir olmayan malûl, sagîr hükmündedir.
(3) : Evlâd, hür olmalıdır. Hür olmayanın nafakası, mevlâsına aid-dir.
(4) : Evlâd, kız ise evlenmemiş olmalıdır: Bir kız, evlenirse nafakası kocasına teveccüh edeceği zamana kadar babasından nafaka almava müstahik olur, ondan sonra müstahik olmaz. Evlenmeğe kadir olduğu halde bundan imtina etse bir kavle göre nafakası sakıt olur. Diğer bir kavle ffÖre sakıt olmaz. Meşhur olan da budur.
(5) : Evlâd nafakası, bunların doyabilecekleri mikdar taam ile ihtiyaçlarını def edecek kisveden ibaretdir. Maahaza muhtaç oldukları takdirde hadim ve tabib ücretlerile ilâç iştirası da babalarına aid olur.
(6) : Evlâd nafakası; bir deyn olarak zimmete teallûk etmez. Meğer ki bizzat hâkim tarafından istidane edilmiş veya men aleyhinnefaka tarafından bu istidaneye izin verilmiş olsun. O takdirde mukadder olan nafaka, sakıt olmaz. Fakat diğer bir kavle göre evlâd nafakai mukadde-resi, müstedane bulunmamış olsa da sakıt olmaz.
(7) : Evlâd nafakası, ecdada da lâzım gelir. Binaenaleyh babası mevcud olmayan fakir bir çocuğun nafakası lieb ceddine teveccüh eder. Böyle bir çocuğun lieb ceddile validesi içtima etse nafakasını yalnız ceddinin vermesi lâzım gelir. Çünkü o, ta'sib hususunda münferiddir, bu cihetle babaya müşabih bulunur.
(8) : Kadınlar, evlâdlarının nafakalarını vermekle mükellef olmazlar.
(Hanbelîlere göre de şu gibi şartlar mevcuddur :
(1) : Evlâd, fakir olmalıdır. Binaenaleyh musir bulunursa nafakaya müstahik olmaz. Kesbe kudret de yesârden sayılır.
(2) : Evlâd da, babaları da hür olmalıdırlar. Bunlardan biri veya her ikisi rakik bulunursa birbirine nafaka vermekle mükellef olmazlar.
(3) : Evlâdın nafakaları, valideleri ve cedleri üzerine de lâzım gelir. SÖyle ki: Fakir bir çocuğun valideşile lieb cedfü bulunsa nafakasının sülüsü validesine, sülüsanı da ceddi üzerine lâzım gelir.
(4) : Fakir bir çocuğun babası bulunmadığı takdirde çocuğun vârisleri, mirasları mikdarına göre nafakasını vermeğe mecbur olurlar. Mücahid ile Nehaînin kavülleri de böyledir. Fakat baba, infaka ehil olunca evlâdının nafakasına başkaları iştirak etmez. Eimuğnî, Eîmezahibü Terbea.) [2]
Konular
- Mecellenin Kaldırılması
- Akidlerde İtibar Maksad ve Mânâyadır; Elfaz ve Mebâniye Değildir.
- Yakın Şüphe İle Zail Olmaz.
- Bir Şeyin Bulunduğu Hal Üzere Kalması Asıldır.
- Kadîm Kıdemi Üzere Terk Olunur
- Zarar Kadîm Olmaz
- Beraati Zimmet Asıldır
- Arızî Sıfatlarda Aslolan Ademdir
- Bir Zamanda Sabit Olan Şey..
- Yeni Meydana Gelen Bir Olayın ..
- Kelâmda Aslolan Mânâ-yı Hakîkîdir
- Sarahat Karşısında Delâlete İtibar Yoktur
- Mevrid-i Nasda İçtihada Mesağ Yoktur
- Kıyasa Aykırı Olarak Sabit Olan Şey ..
- İctihadla İctihad Nakz Olunmaz
- Meşakkat Kolaylığı Celbeder
- Bir İş Daralınca Genişlemeye Yüz Tutar
- Zarar Ve Mukabele-i Bizzarar Yoktur
- Zarar İzâle Olunur
- Zaruretler Mahzurlu Şeyleri Mubah Kılar
- Zaruretler Kendi Miktarınca Takdir Olunur
- Bir Özür İçin Caiz Olan Şey ..
- Mâni' Zail Oldukta Memnît Avdet Eder
- Bir Zarar Kendi Misliyle İzale Olunmaz
- Zararı Âmmı Defi' İçin Zararı Hass İhtiyar Olunur
- Madde 21 = Geçersiz sebeple yapılan feshin sonuçları
- İSLAM VE MODERN HUKUK KARŞILAŞTIRILMASIYLA CEZA HUKUKUNA VE KISASA KISA BİR BAKIŞ
- İSLAM'DA İNSAN HAKLARI
- OSMANLI'DA MECELLE VE FRANSIZ MEDENİ KANUNUNU TARTIŞMALARI
- DÜNYADA HUKUK EĞİTİMİ VE AVUKATLIK STAJI