Füruun = Evlâd Ve Ahfadın Nafakaları

Füruun = Evlâd Ve Ahfadın Nafakaları :


199 - : Hür, fakir, gayri baliğ olan erkek evlâdın ve hür, fakir bu­lunan kız evlâdın nafakaları yalnız hür olan babaları üzerine lâzım gelir. Babaları infakdan kaçınır ise hâkim tarafından habs edilebilir, ve icabın da babalan üzerine nafakaları farz ve takdir edilerek bunun bîl'istidane sarf edilmesi için validelerine ve baliğ olan kız evlâdına emir verile­bilir.

200 - : Evlâdın nafakaları, babalarının fakir olmalarına binaen sa­kıt olmaz. Binaenaleyh böyle bir baba, kazanıb nafakaya müstahik olan evlâdına infakda bulunmaya mecburdur.

Fakat böyle bir baba^ hasta veya kötürüm olmakla kesbden âciz bu­lunsa veya kazancı nafakalarına kifayet etmese, yahut hazır malı mev-cud olmadığı halde tegayyüb etse evlâdmındiğer karibleri, yani: babala­rının vefatı takdirinde nafakaları üzerine lâzım gelecek olan hısımları, bu evlâda infaka mecbur olurlar.

Bu akriba, bu evlâdın kötürüm olmayan babalarına bilâhare rücu edebilirler. Fakat fakir ve kötürüm olan bir baba, meyyit hükmündedir. Kendisine rücu edilemez.

201 - : Fakir olduklarını iddia eden kimseler, çocuklarının nafaka­lardan dolayı habs edilemezler. Bu nafakalar, müterakim bulunsun, bu­lunmasın.

202 - : Bir çocuğun nafakası için babasının emir ve takdiriyle sarf edilen bir meblâğ, babasının zimmetine müteveccih bir borç olur. Binaen­aleyh henüz eda etmeden vefat ederse terikesinden istifa olunur.

203 - : Bir çocuğun babası veya dedesi, bilâhare bu çocuğun ma­lına rücu etmek üzere kendisine infakda bulunmuş olsa bakılır : Eğer bu husuada hâkimin iznini istihsal etmiş .ise rücu edebilir. Ve illâ ede­mez.

Kezalik : başkalarım işhad etmişise yine rücu edebilir. Şu kadar var ki, bu işhadm muteber olması için çocuğun mal sahibi olması lâ­zımdır.

204 - : Bir çocuğun babası veya dedesi, kendi zimmetinde oian ala cağına mahsuben bu çocuğa infakda bulunsa bakılır : Eğer çocuğun bu alacağına mahsuben lâzım gelen me'kûlât ve melbusatı iştira ve tedarük edeceğine işhadde bulunmuş ise tekas hâsıl olur veillâ olmaz.

205 - : Çocukların gaib olan veya vakti istihkakı henüz hulul et­memiş bulunan malları, filhal madum hükmündedir. Binaenaleyh baba lan, kendilerine - bilâhare rücu edebilmek üzere - infaka mecbur o-lur.

206 - : Bir baba, fakir çocuğuna kazanç çağına kadar infaka mec­burdur. Badehu onu halînemünasib bir sanate koyar veya bir ücretle çalıştırır da kazancından infakda bulunur. Fazlasını da çocuk namına saklar, noksan kalırsa kendisi ikmal eder. Fakat çocuğun babası, müb-zir ise bu fazla, hâkim tarafından emin bir şahsa teslim edilir. Şu kadar var ki çocuğun babası veya anası fakir olub da bu fazlaya muhtaç bulu­nursa bunu kendisine sarf edebilir.

207 - : Bir çocuğun babası da; anası da fakir olub başka karibi bu Ummazsa anası; hâkimin iznile istidanede bulunarak çocuğa infak, bade­hu babasına rücu eder.

208 - : Çocuklar için takdir edilecek nafakalar, yaşlariyle, babala­rının servetleriyle mütenasib, kifayet mikdarı olmak lâzım gelir. Babala­rı servetçe orta halli olunca kendilerine birer ve kifayetsizliği halinde ikişer hâdirh de tedarük edilir.

209 - : Çocukların nafakaları validelerine tevdi edileceği takdirde bakılır : Eğer emin iseler bunda mahzur yokdur. Emin değilseler na­fakaları birer sika vasıtasivle sabahlı ve akşamlı olarak bunlara ve­rilir. Şu kadar var ki, valideler, esasen emin sayıldıklarından hıyanet­leri, kavli mücerred ile değil, hâkimin tahkikatile anlaşılmak "lâzımdır.

210 - : Çocukların nafakaları, nakd olarak takdir edilebileceği gi­bi me'lûkât, meşrubat, melbusat olarak da takdir edilebilir. Bunların va­lideleri, kendilerine tevdi edilen nafakaların zayi olduğunu iddia etselet tekrar nafakai misillerini alabilirler.

211 - : Küçük çocukların nafakalarından valideleri, babalarile sulh olabilirler. Babalan zengin olsun Şu kadar var ki bedeli sulh de maruf nafaka mikdanna nazaran ziyade veya noksan suretiyle gabnifâhis bulunursa ziyade mikdarı tenzil, noksan mikdarı da kadri marufa iblâğ edilir.

212 - : Hür olmayan evlâdın nafakaları, mâliklerine lâzım gelir. Zengin olan çocukların nafakaları, reza ücretleri kendi mallarından tes­viye edilir. Baliğ olan erkek evlâdın nafakaları da kendilerine aid olub babalarına lâzım gelmez. Meğer ki her hangi bir illet ve mazeret dolayı-siyle kesbden âciz bulunsunlar.

Ayan ve eşrafdan kimselerin oğulları olub da ücretle istihdam edile­mez takımdan bulunanlar, kesbden âciz sayılırlar. Bunların malları bulunmayınca müraceatleri üzerine nafakalarını hâkim takdir eder. Ba­baları «biz bunlara bizzat ifam ve infakda bulunuruz^ diyemez­ler.

213 - : Nafakaları, babaları üzerine lâzım gelen büyük erkek ev­ladın zevcelerine infaka babaları mecbur değildir. Fakat bu evîâd, ma­lûl olmak gibi bir sebeble hadime muhtaç bulundukları takdirde bu ha­dimlerin nafakalarını da babaları tesviye eder. Bu hadimler onların ge­rek zevceleri, cariyeleri olsun ve gerek ecnebi- bulunsun müsavidir.

214 - : Büyük kız evlâdı, fakir olub kocaları bulunmadığı takdir­de babaları tarafından infak olunurlar. Gerek bikr ve gerek iddeti bit­miş dul bulunsunlar müsavidir.

215 - : Büyük evlâdın varidatları, kazançları kendi idarelerine ki­fayet etmediği ve mütebakisini de kazanmakdan âciz bulundukları tak­dirde noksan kalan mikdarı babalarına lâzım gelir.

216 - : Evlâd nafakaları, gaib bulunan babalarının nafaka cinsin­den olan mevcud mallarından takdir edilebilir. Nitekim usulün nafakala­rı da böyledir. Amma nafaka cinsinden olmayan, meselâ : akar kabilin­den bulunan mallarından takdir edilemez. Çünkü bunlar, satılmaya muh-tacdır. Gaibin malı ise satılamaz.

Gaiblerin nafaka cinsinden olan vedialarından ve medyunları zim-metlerindeki alacaklarından da hâkimin hükmiyle nafakaları takdir olu­nabilir. Elverir ki vedîa veya alacak bil'ikrar sabit olsun.

217 - : Gaiblerin mallarından nafaka takdir edildiği takdirde men lehünnefaka, tahlif edilerek kendisinden kefilbil.mal alınması lâzım ge­lir. Çünkü nafakayı haksız yere almış ise bu suretle istirdadı temin edil­miş olur.

218 - : Füruun babalan bulunmadığı veya bulunub da madum hükmünde olduğu takdirde sair usuhle havaşîsi bulunursa aşağıdaki me nafakaları temin edilir seleler veçhile

219 - : Men lehünnafakanın babasından maada usulü bulundukda bakılır : eğer bu usulün bazısı varis, bazısı gayri varis ise eüziyyet d-hetile akrabine itibar olunur. Binaenaleyh valide ile.liüzn ced ve ümmüT-eb içtima etse nafakası yalnız validesi üzerine lâzım gelir.

Ve eğer usulün bir kısmı varis, diğer bir kısmı ise gayri vana ol* inakla beraber dereceleri müsavi bulunsa varis olanlar tercih olunur. Me­selâ : Ueb ced ile liüm ced içtima etse nafakayi yalmz lieb ced, taham­mül eder.

Amma usulün hepsi de varis oldukları takdirde nafakayı hissei ir-siyyeleri nisbetinde vermeğe mecbur olurlar. Meselâ : ana ile baba biı dede içtima etse nafakayı eslâsen tesviye ederler.

220 - : Men lehünnefakanın usulü ile havaşîsi içtima etse bakılır: Eğer bu iki sınıfdan yalnız biri vâris *ise mutlaka usule itibar olunur. Çünkü cüz'iyyet, tercihe medardır. Binaenaleyh nafaka alacak şahsın lieb dedesile ana baba bir kardeşi veya liüm dedesi ile amcası içtima et­se nafakasını, birinci takdirde lieb dedesi, ikinci takdirde de liüm dedesi tahammül eder. Halbuki ikinci takdirde liüm dede varis değildir.

Fakat bu içtima eden usul ile havaşînin hepsi de varis iseler, yani: nafaka alacak şahsa hali hazırına nazaran vefatında varis olacaklar ise, nafakayı mirasdan hisseleri nisbetinde tahammül ederler. Meselâ : ana İle ana baba bir kardeş veya kardeş oğlu veya amca içtima etse nafaka­nın üçte birini ana, üçde ikisini kardeş veya kardeş oğlu veya amca tes­viye eder.

221 - : Yukarıdaki meselede içtima etdikleri tasavvur olunan usul hakkında da (219) uncu meselede muteber olan hususlar nazara alınır. Şöyle ki : lieb ced ile liüm ced ve îiebeveyn kardaş içtima etse nafakayı yalnız Ueb ced tahammül eder. Çünkü lieb ced, cüziyyetde liüm cede mü­savi ise de irs cihetiyle ondan mukaddemdir.

Kezalik ; ana ile beraber liüm ced ve amca içtima etse ana, Küm cedde tercih olunur. Çünkü ana, varis ve karabet cihetile liüm cedden mukaddemdir.

Şayed lieb ced ile beraber amca veya ana baba bir kardeş içtima etse nafaka yalnız cedde lâzım gelir. Zira ced, amcayı ve liebeveyn kar­deşi hacb etliğinden baba mesabesinde olur. Nafaka hususunda ise ba­baya başkaları teşrik edilemez. Halbuki yalnız lîeb ced ile ana bulunduğu suretde, ced, baba mesabesinde olamaz. Çünkü bu takdirde Kacb, mev-cud değildir. Mebsut, Hindiyye, Dürri Muhtar.

« (Malikîlere göre evlâdın nafakaya istihkakı için şu gartlar var­dır :

(1) : Evlâd, fakir olmalıdır. Binaenaleyh malı veya raic sanati bu­lunan bir kimse, babasından nafaka alamaz.

(2) : Evlâd; baliğ, âkil, kesbe kadir bulunmamış olmalıdır.

Binaenaleyh kesbe kadir olarak baliğ olan evlâdın nafakası, baba­sından sakıt olur. Hattâ bilâhare kendisine cinnet veya kesbden acz hâ­li arız olsa da babası üzerine nafakası avdet etmez. Fakat mecnun veya kesbe kadir olmayacak halde malûl olan evlâdın nafakası, bülûğiyle sa­kıt olmayıb devam eder.

(3) : Evlâd, hür olmalıdır. Çünkü başkasının memlûkü bulunursa nafakası mâlikine aid olur.

(4) : Evlâdın babası musir olmalıdır, Mu'sir olursa nafakası sakıt olur. Bir baba, sanatle veya saire ile kazanıb evlâdına infal;da bulun­maya mecbur değildir.

(5) : Evlâd, kız olunca kocaya varıb zifaf oluncaya veya müstaid olduğu halde zifafa davet edilinceye kadar babasından nafaka almaya müstahik olur.

Kocaya varan baliğ, sıhhati yerinde bir kadımn nafakası, kocası­nın talâk veya vefatından sonra babasına avdet etmez. Fakat bikr olur veya gayri baliğ veya malûl bulunursa nafakası babasına avdet eder.

(6) : Bir baba, evlâdına kendisile zevcesinin nafakalarından artan malinden kifayet mikdarı nafaka verir, bundan ziyadesile mükellef ol­maz.

(7) : Evlâd nafakası, müddetin mürurile sakıt olur. Bunlara başka bir kimse bir müddet infakda bulunmuş olsa bununla babalarına rücu edemez.

(8) : Evlâd nafakası, validelere ve cedlere lâzım gelmez Bunlar, bu nafakayı vermeğe mecbur değildirler. Velev ki musir olsunlar.)

(Şâfiîlerce de şu gibi şartlar vardır:

(1) : Evlâd, fakir olmalıdır. Binaenaleyh evlâd; zengin, yani : na­fakasına kifayet edecek bir mala malik olunca babasından nafaka alma­ya müstahik olmaz. Velev ki sagîr, mecnun veya malûl bulunsun.

(2) : Evlâd, erkek ise sagîr, yani : gayri baliğ olmalıdır. Mecnun ile kesbe kadir olmayan malûl, sagîr hükmündedir.

(3) : Evlâd, hür olmalıdır. Hür olmayanın nafakası, mevlâsına aid-dir.

(4) : Evlâd, kız ise evlenmemiş olmalıdır: Bir kız, evlenirse nafaka­sı kocasına teveccüh edeceği zamana kadar babasından nafaka almava müstahik olur, ondan sonra müstahik olmaz. Evlenmeğe kadir olduğu halde bundan imtina etse bir kavle göre nafakası sakıt olur. Diğer bir kavle ffÖre sakıt olmaz. Meşhur olan da budur.

(5) : Evlâd nafakası, bunların doyabilecekleri mikdar taam ile ih­tiyaçlarını def edecek kisveden ibaretdir. Maahaza muhtaç oldukları tak­dirde hadim ve tabib ücretlerile ilâç iştirası da babalarına aid olur.

(6) : Evlâd nafakası; bir deyn olarak zimmete teallûk etmez. Meğer ki bizzat hâkim tarafından istidane edilmiş veya men aleyhinnefaka ta­rafından bu istidaneye izin verilmiş olsun. O takdirde mukadder olan na­faka, sakıt olmaz. Fakat diğer bir kavle göre evlâd nafakai mukadde-resi, müstedane bulunmamış olsa da sakıt olmaz.

(7) : Evlâd nafakası, ecdada da lâzım gelir. Binaenaleyh babası mevcud olmayan fakir bir çocuğun nafakası lieb ceddine teveccüh eder. Böyle bir çocuğun lieb ceddile validesi içtima etse nafakasını yalnız ced­dinin vermesi lâzım gelir. Çünkü o, ta'sib hususunda münferiddir, bu ci­hetle babaya müşabih bulunur.

(8) : Kadınlar, evlâdlarının nafakalarını vermekle mükellef olmaz­lar.

(Hanbelîlere göre de şu gibi şartlar mevcuddur :

(1) : Evlâd, fakir olmalıdır. Binaenaleyh musir bulunursa nafaka­ya müstahik olmaz. Kesbe kudret de yesârden sayılır.

(2) : Evlâd da, babaları da hür olmalıdırlar. Bunlardan biri veya her ikisi rakik bulunursa birbirine nafaka vermekle mükellef olmazlar.

(3) : Evlâdın nafakaları, valideleri ve cedleri üzerine de lâzım ge­lir. SÖyle ki: Fakir bir çocuğun valideşile lieb cedfü bulunsa nafakasının sülüsü validesine, sülüsanı da ceddi üzerine lâzım gelir.

(4) : Fakir bir çocuğun babası bulunmadığı takdirde çocuğun vâ­risleri, mirasları mikdarına göre nafakasını vermeğe mecbur olurlar. Mücahid ile Nehaînin kavülleri de böyledir. Fakat baba, infaka ehil olun­ca evlâdının nafakasına başkaları iştirak etmez. Eimuğnî, Eîmezahibü Terbea.) [2]