Talakı Baînin Mahiyyeti Ve Hükmü
Talakı Baînin Mahiyyeti Ve Hükmü :
168 - : Tekarrübden evvel sarih veya kinaî tâbirlerden ıbirile yapılan talâklar, her halde beynuneti icab eder. Velev ki, halveti sahihadan dolayı iddet lâzım gelsin.
Tekarrübden sonra beynunet ifade eden lâfızlardan birile veya bir iveza mukarin olarak yapılan talâklar ile de beynunet husule gelir.
Kezaük : beynunete delâlet eden bir vasıf ile, mevsuf veya bir teşbihe mukarin olan talâklar ile de beyhunet tahakkuk eder. Nitekim yukarıda da bunlara işaret olunmuştur.
169 - : Bir kimse, refikasını henüz tekarrüb bulunmadan iki veya üç talâk ile birden taitik etse o veçhile iki veya üç talâk tahakkuk eder ve bu talâklar ile beynunet husule gelmiş olur. Fakat müteferrikan tatlik ederse evvelki talâk, vaki, diğerleri lâğv olur.
Meselâ : Bir kimse, medhulün foiha olmayan zevcesine «Seni üç talâk ile boşadım» dese üç talâk husule gelir.1 Amma «Seni boşadım, boşadım, boşadım» dese yalnız bir talâk sabit olur. Çünkü birinci talâk ile beynunet hâsıl olub ikinci ve üçüncü talâka mahal kalmaz.
170 - : Talâkı hainin hükmü, hürmetdir. Yani : bu talâk ile ayrılık hâsıl, zevciyyet zail olub zevcin nikâhı devam ettirmeğe hakkı kalmaz. Derhal firkat vuku bulur, usulü dairesinde nikâh tecdid edilmedikçe zevciyyet idame edilmiş olamaz. Zevç ile zevce arasında tevarüs cereyanı kesilir.
Mutlak talâkdan, yarii, talâkı ric'îden sonra zevcin rücua istihkakı, kıyas hilâfına olarak nas ile sabit olduğundan artık beynunetle mukayyeti talâklardan sonra rücu caiz olamaz. Çünkü esasen talâk, mülki nikâha münafi olduğundan iki mütenafinin içtimai kabil değildir.
171 - ; Evvelce de beyan olunduğu üzere hürre hakkında bir ve iki, cariye hakkında da bir talâkı bain ile hürmeti hafife, başka tabir ile beynuneti suğra vücude gelir. Hürmeti hafife ise nikâhı tecdide mani değildir.
Binaenaleyh bir kimse, hürre olan zevcesini bir veya iki talâkı hain ile, cariye olan zevcesini de bir talâkı banı ile boşamış olsa onunla birnza iddeti içinde veya iddetinden sonra nikâhlarını tecdit edebilir.
Muhalea, mal üzerine taJâk, ihtiyarı nefs, emri bil'yed gibi 3air sebeplerden ileri gelen beynunetler de umumen bu hükümdedir.
172 - : Hürre hakkında üç, cariye hakkında iki talâkı bain veya ric'î ile hürmeti galize = beynuneti kübra husule geleceğinden artık tahlil bulunmadıkça nikâhı tecdid caiz olmaz.
Meselâ : bir kimse medhulün biha oj.an.hür zevcesine «Seni üç talâk ile boşadım» veya «Seni boşadım, boşadım, boşadım» dese üç talâk vaki olur. ikinci, ve üçüncü boşadım lâfızlarile ifham ve te'kid kasd edildiği iddia olunsa da kazaen tasdik olunmaz. Çünkü her ne zaman talâk lâfzı vav harfile veya bu harfsiz tekerrür ederse talâk da teaddüd eder. Tesis ciheti, tekid ihtimaline tercih olunur. -
Kezalik : «Seni terk etdim» deyip de bununla üç talâka niyyet etse yahut evvelâ bir talâkı bain ile boşayıb da sonra tecdidi nikâhı müteakib tekrar bir talâkı bain ile daha boşasa da badehu yine tecdidi nikâhı mu-teakib bir bain veya ric'î talâk ile de tatlik etse üç talâk tahakkuk eder. Mebsut, Bahri Raik, Dürri Muhtar, Hindiyye. [7]
168 - : Tekarrübden evvel sarih veya kinaî tâbirlerden ıbirile yapılan talâklar, her halde beynuneti icab eder. Velev ki, halveti sahihadan dolayı iddet lâzım gelsin.
Tekarrübden sonra beynunet ifade eden lâfızlardan birile veya bir iveza mukarin olarak yapılan talâklar ile de beynunet husule gelir.
Kezaük : beynunete delâlet eden bir vasıf ile, mevsuf veya bir teşbihe mukarin olan talâklar ile de beyhunet tahakkuk eder. Nitekim yukarıda da bunlara işaret olunmuştur.
169 - : Bir kimse, refikasını henüz tekarrüb bulunmadan iki veya üç talâk ile birden taitik etse o veçhile iki veya üç talâk tahakkuk eder ve bu talâklar ile beynunet husule gelmiş olur. Fakat müteferrikan tatlik ederse evvelki talâk, vaki, diğerleri lâğv olur.
Meselâ : Bir kimse, medhulün foiha olmayan zevcesine «Seni üç talâk ile boşadım» dese üç talâk husule gelir.1 Amma «Seni boşadım, boşadım, boşadım» dese yalnız bir talâk sabit olur. Çünkü birinci talâk ile beynunet hâsıl olub ikinci ve üçüncü talâka mahal kalmaz.
170 - : Talâkı hainin hükmü, hürmetdir. Yani : bu talâk ile ayrılık hâsıl, zevciyyet zail olub zevcin nikâhı devam ettirmeğe hakkı kalmaz. Derhal firkat vuku bulur, usulü dairesinde nikâh tecdid edilmedikçe zevciyyet idame edilmiş olamaz. Zevç ile zevce arasında tevarüs cereyanı kesilir.
Mutlak talâkdan, yarii, talâkı ric'îden sonra zevcin rücua istihkakı, kıyas hilâfına olarak nas ile sabit olduğundan artık beynunetle mukayyeti talâklardan sonra rücu caiz olamaz. Çünkü esasen talâk, mülki nikâha münafi olduğundan iki mütenafinin içtimai kabil değildir.
171 - ; Evvelce de beyan olunduğu üzere hürre hakkında bir ve iki, cariye hakkında da bir talâkı bain ile hürmeti hafife, başka tabir ile beynuneti suğra vücude gelir. Hürmeti hafife ise nikâhı tecdide mani değildir.
Binaenaleyh bir kimse, hürre olan zevcesini bir veya iki talâkı hain ile, cariye olan zevcesini de bir talâkı banı ile boşamış olsa onunla birnza iddeti içinde veya iddetinden sonra nikâhlarını tecdit edebilir.
Muhalea, mal üzerine taJâk, ihtiyarı nefs, emri bil'yed gibi 3air sebeplerden ileri gelen beynunetler de umumen bu hükümdedir.
172 - : Hürre hakkında üç, cariye hakkında iki talâkı bain veya ric'î ile hürmeti galize = beynuneti kübra husule geleceğinden artık tahlil bulunmadıkça nikâhı tecdid caiz olmaz.
Meselâ : bir kimse medhulün biha oj.an.hür zevcesine «Seni üç talâk ile boşadım» veya «Seni boşadım, boşadım, boşadım» dese üç talâk vaki olur. ikinci, ve üçüncü boşadım lâfızlarile ifham ve te'kid kasd edildiği iddia olunsa da kazaen tasdik olunmaz. Çünkü her ne zaman talâk lâfzı vav harfile veya bu harfsiz tekerrür ederse talâk da teaddüd eder. Tesis ciheti, tekid ihtimaline tercih olunur. -
Kezalik : «Seni terk etdim» deyip de bununla üç talâka niyyet etse yahut evvelâ bir talâkı bain ile boşayıb da sonra tecdidi nikâhı müteakib tekrar bir talâkı bain ile daha boşasa da badehu yine tecdidi nikâhı mu-teakib bir bain veya ric'î talâk ile de tatlik etse üç talâk tahakkuk eder. Mebsut, Bahri Raik, Dürri Muhtar, Hindiyye. [7]
Konular
- Mecellenin Kaldırılması
- Akidlerde İtibar Maksad ve Mânâyadır; Elfaz ve Mebâniye Değildir.
- Yakın Şüphe İle Zail Olmaz.
- Bir Şeyin Bulunduğu Hal Üzere Kalması Asıldır.
- Kadîm Kıdemi Üzere Terk Olunur
- Zarar Kadîm Olmaz
- Beraati Zimmet Asıldır
- Arızî Sıfatlarda Aslolan Ademdir
- Bir Zamanda Sabit Olan Şey..
- Yeni Meydana Gelen Bir Olayın ..
- Kelâmda Aslolan Mânâ-yı Hakîkîdir
- Sarahat Karşısında Delâlete İtibar Yoktur
- Mevrid-i Nasda İçtihada Mesağ Yoktur
- Kıyasa Aykırı Olarak Sabit Olan Şey ..
- İctihadla İctihad Nakz Olunmaz
- Meşakkat Kolaylığı Celbeder
- Bir İş Daralınca Genişlemeye Yüz Tutar
- Zarar Ve Mukabele-i Bizzarar Yoktur
- Zarar İzâle Olunur
- Zaruretler Mahzurlu Şeyleri Mubah Kılar
- Zaruretler Kendi Miktarınca Takdir Olunur
- Bir Özür İçin Caiz Olan Şey ..
- Mâni' Zail Oldukta Memnît Avdet Eder
- Bir Zarar Kendi Misliyle İzale Olunmaz
- Zararı Âmmı Defi' İçin Zararı Hass İhtiyar Olunur
- Madde 21 = Geçersiz sebeple yapılan feshin sonuçları
- İSLAM VE MODERN HUKUK KARŞILAŞTIRILMASIYLA CEZA HUKUKUNA VE KISASA KISA BİR BAKIŞ
- İSLAM'DA İNSAN HAKLARI
- OSMANLI'DA MECELLE VE FRANSIZ MEDENİ KANUNUNU TARTIŞMALARI
- DÜNYADA HUKUK EĞİTİMİ VE AVUKATLIK STAJI