Cihaza Müteallik Meseleler Ve Dâvaları
Cihaza Müteallik Meseleler Ve Dâvaları:
485 - : Mehr, menkûhenin malı olup onda dilediği gibi tasarrufa salâhiyeti vardır. Binaenaleyh onunla cihaz yapmaya ne kocası ve ne de ebeveyni tarafından cebr olunamaz. Çünkü zevç ile zevceden her biri müstakilen ehliyeti hukukiyeyi haiz, tam bir tasarruf hürriyetine mâliktir, her biri kendi malında keyfe mâ yeşâ tasarrufta bulunabilir. Fakat hiçbiri diğerinin malında rızası munzam olmadıkça haksız yere tasarrufa salâhiyettar olamaz.
Vakıa zevç ile zevce, birizdivaç rabıtasile birbirine bağlıdır, her biri diğerinin servetinden, refahiyet ve saadet esbabından müstefid olabilir. Lâkin bununla beraber birbirinin mallarında bir hukukî müşareketi haiz değildir.
işte mehr de zevcenin müstakil bir hakkıdır, bunu istediği cihete sarf edebilir, bununla cihaz eşyası tedarik etmediğinden dolayı zevcine karşı mesul olmaz.
486 - : Zevç, verdiği mehre gayri lâyık bir cihaz ile veya bilâ cihaz zevcesinin zifaf olmasından dolayı bir şey mütalebeye veya tesmiye edilen mehrin mikdarını tenzile müstahik olamaz. Velev ki çok cihaz emeli-le ziyade mehr tesmiye etmiş olsun. Çünkü nikâhtan maksat, mal değildir.
Hattâ bir kimse, kain pederinin: «Şu kadar meblâğ mehri muaccel verirsen kızımı şu kadar cihaz eşyası ile sana veririm» demesine binaen o mikdar mehr verdiği halde kain pederi tezvicden sonra vereceğini söylemiş olduğu mikdarda cihaz eşyasını vermese o kimse, o kıza muaccel olarak mehri mislinden ziyade verdiği meblâğı istirdat edemez. Hindiyye, Abdurrahim fetvası.
487 - : Bir kimse, rızasile kocaya verdiği büyük kızının mehri muaccelini kocasından alarak onunla satın aldığı cihaz eşyasını mezbûreye teslim etse kocası*bunu inkâra kıyam edemez. Çünkü bir baba, kızının ci hazım satın almaya örfen ve âdeten mezundur. Kız, cihazın kendi malından satın alındığını gerek bilsin ve gerek bilmesin. Hattâ kız, babasının bu yoldaki teçhizine icazetten imtina edemez. Reddi Muhtar. Ankaravi
488 - : Bir kimse, kendi malından kebire kızı için cihaz namına te-darük ettiği şeyleri mezbûreye teslim etmeden vefat etse sair varisleri bu eşyadan irs hissesi alabilirler. Çünkü bu hibe kabilinden olduğu cihetle kabzdan mukaddem tamam olmaz. Fakat bu eşyayı hali sıhhatinde kızına teslim etse bilâhare kendisi, vefatından sonra da sair vârisleri istirdada, iktisama kadir olamazlar. Meğer ki bu misillû eşyamn cihaz ola^ rat verilmesi örfi galip olmasın.
Marazı mevtinde teslim ettiği takdirde ise varise temlik olacağından sair varislerin icazetlerine mevkuf olur. Hindiyye, Reddül'muhtar.
489 - : Bir kimsenin sagîre kızı için iştira eylediği eşya, mezbûre-nin malı olur. Gerek sıhhat veya marazı mevt Tıalinde teslim etsin ve gerek asla tesüm etmesin. Çünkü şagîre, kendisi için babasının satın almasile o eşyaya kabletteslim malik olur. Hattâ babası, bu eşyanın semenini eda etmeden vefat etse bayi, terikesine müracaat eder, sair varisler, bunu sagîrenin hissesine mahsup edemezler. Reddül'muhtar.
490 - : Bir sagîre, babasının ve anasının malından hali sigar ve ki-berinde i'mal ve ihzar ettiği bilcümle cihaz eşyasını anasımn vefatından sonra babası kendisine teslim etse diğer kardeşleri, valideleri cihetinden bu eşyadan irs hissesi istiyemezler. Hindiyye.
491 - : Bir valide, kızına babasının eşya ve emtiasından alelade bazı şeyleri cihaz olarak teslim ettiği halde babası, bilerek sükût etse zifafdan sonra bunları istirdad edemez.
Kezalik : Bir valide, kızının cihazına babasının malından mutad veçhile sarf ettiği halde babası, bilerek sükût eylese bunları muahharan tazmin ettirmeğe kıyam edemez. Hindiyye, Reddi Muhtar.
492 - : Eşrafdan olan bir kimse, kocaya verdiği kızına cihaz na rama verdiği bazı eşyamn ariyet olduğunu bilâhare dâva, kız da hibe ve temizlik olduğunu iddia etse ariyet olduğunu isbat lâzım gelir, iki taraf da müddeasını isbat edemediği takdirde söz, kızındır.
Fakat evsatı nasdan olan, yani: O mikdar cihaz verebilecek takımdan olmıyan bir kimse, bu veçhile ariyet iddiasında bulunduğu halde beyyine ile isbattan izharı acz etse yemimle tasdik olunur.
Babasımn vefatından sonra kız ile sair varisleri arasından veya kızın vefatından sonra babasile sair varisler beyninde, yahut her ikisinin vefatlarından sonra vârisleri meyanında bu minval üzere tahaddüs edecek ariyet ve temlik iddiası hakkında da mümkün böyledir. Haniyye.
493 - : Teçhiz hususunda valide de peder hükmündedir. Binaenaleyh yukarıdaki meseledeki tafsilât, kendi malından kızım
teçhiz eden valide hakkında da caridir. Tenvir, Ali Efendi ve Abdurrahim fetvaları.
494 - : Bir kimse, kızını ona olan borcundan teçhiz.ettiğini beyan, kız dahi kendi malından teçhiz edildiğini iddia eylese söz, o kimsenin olur. Hindivye.
495 - : Mehr ve cihaz, zevcenin hakkıdır. Şayet bir kimse, bir kadını babasına şu kadar meblâğ hibe etmek üzere tezevvüc etse bu meblâğ, mehr olmaz, o kimse de bu hibeye mecbur tutulamaz.
Binaenaleyh kadın, mehri misline müstahik olur. O kimse de mezkûr meblâğı hibe ve teslim etmiş olursa, vahib olacağından rücua kadir bulunur. .
Fakat bir kimse, bir kadım mezbûre namına olarak babasına şu kadar meblâğ hibe etmek üzere tezevvüc eylese bu meblâğ, mehr olmuş olur. Binaenaleyh hibeden sonra daha tekarrüb bulunmadan talâk vaki olsa o kimse, bu meblâğın yansile o kadına rücu edebilir. Çünkü bu takdirde vahib, o kadın olmuş, hibe onun tarafından yapılmış olur. Hindiy-ye. (Malikîlere göre mehr ve cihaz, zevcenin mahdır. Vefat ederse vârislerine mevrus olur.
Bir kadın, aldığı mehr ile cihaz tedarikine mecburdur. Şu kadar var ki, bu mecburiyet, şu üç şart ile mukayyetidir
(1) : Zevce, mehrini kableddühul kabz etmiş bulunmalıdır. Kablel-kabz duhul bulunursa cihaz lâzım gelmez. Meğer ki baded'dühul teçhiz, meşrut ve mütearef olsun.
(2) : Cihaz için mehrden başka bir gey tesmiye edilmemiş veya cihaz için mehrden başka bir şey verilmesi mütearef bulunmamış olmalıdır. Ve illâ cihazın bu şey ile tedariki lâzım gelir.
(3) : Mehr, ayn = nükud kabilinden olmalıdır. Ticaret eşyası veya mekîlâttan, mevzunattan bir şey veya hayvan olursa - mutemed olan kavle göre - bunları cihaz için satmak lâzım gelmez. Mezahibi, Er-bea.)
(Hanbelîlere göre de mehr ve cihaz zevceye aiddir. Fakat bir kimse, kendi kızım kocaya verirken mehrinm tamamen veya kısmen kendisine ait olmasını şart koşabilir. Meselâ : On bin kuruş mehrin tamamını veya nısfım kendisine şart kılsa bu on l>in kuruş mehr olmuş olur. Bunu kızınm malından kendisi için ahz etmiş sayılır. §û_ kadar» var ki, o kimse, temellüke ahil olduğu halde bu mehri temellük niyetile kabz etmedikçe buna malik olamaz. Fakat babadan başka velîlerin dermeyan edecekleri böyle bir şarta itibar olunmaz. Tesmiye sahih olup hepsi de zevceye aid bulunur. Keşşafül'kma.)
(Zahiriyyeden îbni Hazm diyor ki: Mehr, tamamen zevcenin hakkıdır. Zevze, ne mehrinden ve ne de sair mallarından cihaz tedarüküne mecbur değildir, imam Şafiînin kavli de böyledir. înıam Mâlike göre eğer mehr, dirhem ve dînar kabilinden ise zevce, bundan kendisine elbise ve tezeyyün edecek huliyyat tedarük etmeğe mecburdur. Mehrden borcunu ödeyemez, meğer ki nihayet üç dirhm kadar az bir borç olsun, Mehr, huliyyat kabilinden ise zevcenin bununla zevcine karşı bezenmesi lâzım gelir. Siyab kabilinden ise bunları da kocasının huzurunda giymeğe mecbur olur. Fakat mehr, hayvanat, arazi, hane veya taam kabilinden ise zevce, bunlarda istediği gibi tasarrufta bulunabilir, bunların hakkında re'yi carî olmaz. Elmuhallâ.) [65]
485 - : Mehr, menkûhenin malı olup onda dilediği gibi tasarrufa salâhiyeti vardır. Binaenaleyh onunla cihaz yapmaya ne kocası ve ne de ebeveyni tarafından cebr olunamaz. Çünkü zevç ile zevceden her biri müstakilen ehliyeti hukukiyeyi haiz, tam bir tasarruf hürriyetine mâliktir, her biri kendi malında keyfe mâ yeşâ tasarrufta bulunabilir. Fakat hiçbiri diğerinin malında rızası munzam olmadıkça haksız yere tasarrufa salâhiyettar olamaz.
Vakıa zevç ile zevce, birizdivaç rabıtasile birbirine bağlıdır, her biri diğerinin servetinden, refahiyet ve saadet esbabından müstefid olabilir. Lâkin bununla beraber birbirinin mallarında bir hukukî müşareketi haiz değildir.
işte mehr de zevcenin müstakil bir hakkıdır, bunu istediği cihete sarf edebilir, bununla cihaz eşyası tedarik etmediğinden dolayı zevcine karşı mesul olmaz.
486 - : Zevç, verdiği mehre gayri lâyık bir cihaz ile veya bilâ cihaz zevcesinin zifaf olmasından dolayı bir şey mütalebeye veya tesmiye edilen mehrin mikdarını tenzile müstahik olamaz. Velev ki çok cihaz emeli-le ziyade mehr tesmiye etmiş olsun. Çünkü nikâhtan maksat, mal değildir.
Hattâ bir kimse, kain pederinin: «Şu kadar meblâğ mehri muaccel verirsen kızımı şu kadar cihaz eşyası ile sana veririm» demesine binaen o mikdar mehr verdiği halde kain pederi tezvicden sonra vereceğini söylemiş olduğu mikdarda cihaz eşyasını vermese o kimse, o kıza muaccel olarak mehri mislinden ziyade verdiği meblâğı istirdat edemez. Hindiyye, Abdurrahim fetvası.
487 - : Bir kimse, rızasile kocaya verdiği büyük kızının mehri muaccelini kocasından alarak onunla satın aldığı cihaz eşyasını mezbûreye teslim etse kocası*bunu inkâra kıyam edemez. Çünkü bir baba, kızının ci hazım satın almaya örfen ve âdeten mezundur. Kız, cihazın kendi malından satın alındığını gerek bilsin ve gerek bilmesin. Hattâ kız, babasının bu yoldaki teçhizine icazetten imtina edemez. Reddi Muhtar. Ankaravi
488 - : Bir kimse, kendi malından kebire kızı için cihaz namına te-darük ettiği şeyleri mezbûreye teslim etmeden vefat etse sair varisleri bu eşyadan irs hissesi alabilirler. Çünkü bu hibe kabilinden olduğu cihetle kabzdan mukaddem tamam olmaz. Fakat bu eşyayı hali sıhhatinde kızına teslim etse bilâhare kendisi, vefatından sonra da sair vârisleri istirdada, iktisama kadir olamazlar. Meğer ki bu misillû eşyamn cihaz ola^ rat verilmesi örfi galip olmasın.
Marazı mevtinde teslim ettiği takdirde ise varise temlik olacağından sair varislerin icazetlerine mevkuf olur. Hindiyye, Reddül'muhtar.
489 - : Bir kimsenin sagîre kızı için iştira eylediği eşya, mezbûre-nin malı olur. Gerek sıhhat veya marazı mevt Tıalinde teslim etsin ve gerek asla tesüm etmesin. Çünkü şagîre, kendisi için babasının satın almasile o eşyaya kabletteslim malik olur. Hattâ babası, bu eşyanın semenini eda etmeden vefat etse bayi, terikesine müracaat eder, sair varisler, bunu sagîrenin hissesine mahsup edemezler. Reddül'muhtar.
490 - : Bir sagîre, babasının ve anasının malından hali sigar ve ki-berinde i'mal ve ihzar ettiği bilcümle cihaz eşyasını anasımn vefatından sonra babası kendisine teslim etse diğer kardeşleri, valideleri cihetinden bu eşyadan irs hissesi istiyemezler. Hindiyye.
491 - : Bir valide, kızına babasının eşya ve emtiasından alelade bazı şeyleri cihaz olarak teslim ettiği halde babası, bilerek sükût etse zifafdan sonra bunları istirdad edemez.
Kezalik : Bir valide, kızının cihazına babasının malından mutad veçhile sarf ettiği halde babası, bilerek sükût eylese bunları muahharan tazmin ettirmeğe kıyam edemez. Hindiyye, Reddi Muhtar.
492 - : Eşrafdan olan bir kimse, kocaya verdiği kızına cihaz na rama verdiği bazı eşyamn ariyet olduğunu bilâhare dâva, kız da hibe ve temizlik olduğunu iddia etse ariyet olduğunu isbat lâzım gelir, iki taraf da müddeasını isbat edemediği takdirde söz, kızındır.
Fakat evsatı nasdan olan, yani: O mikdar cihaz verebilecek takımdan olmıyan bir kimse, bu veçhile ariyet iddiasında bulunduğu halde beyyine ile isbattan izharı acz etse yemimle tasdik olunur.
Babasımn vefatından sonra kız ile sair varisleri arasından veya kızın vefatından sonra babasile sair varisler beyninde, yahut her ikisinin vefatlarından sonra vârisleri meyanında bu minval üzere tahaddüs edecek ariyet ve temlik iddiası hakkında da mümkün böyledir. Haniyye.
493 - : Teçhiz hususunda valide de peder hükmündedir. Binaenaleyh yukarıdaki meseledeki tafsilât, kendi malından kızım
teçhiz eden valide hakkında da caridir. Tenvir, Ali Efendi ve Abdurrahim fetvaları.
494 - : Bir kimse, kızını ona olan borcundan teçhiz.ettiğini beyan, kız dahi kendi malından teçhiz edildiğini iddia eylese söz, o kimsenin olur. Hindivye.
495 - : Mehr ve cihaz, zevcenin hakkıdır. Şayet bir kimse, bir kadını babasına şu kadar meblâğ hibe etmek üzere tezevvüc etse bu meblâğ, mehr olmaz, o kimse de bu hibeye mecbur tutulamaz.
Binaenaleyh kadın, mehri misline müstahik olur. O kimse de mezkûr meblâğı hibe ve teslim etmiş olursa, vahib olacağından rücua kadir bulunur. .
Fakat bir kimse, bir kadım mezbûre namına olarak babasına şu kadar meblâğ hibe etmek üzere tezevvüc eylese bu meblâğ, mehr olmuş olur. Binaenaleyh hibeden sonra daha tekarrüb bulunmadan talâk vaki olsa o kimse, bu meblâğın yansile o kadına rücu edebilir. Çünkü bu takdirde vahib, o kadın olmuş, hibe onun tarafından yapılmış olur. Hindiy-ye. (Malikîlere göre mehr ve cihaz, zevcenin mahdır. Vefat ederse vârislerine mevrus olur.
Bir kadın, aldığı mehr ile cihaz tedarikine mecburdur. Şu kadar var ki, bu mecburiyet, şu üç şart ile mukayyetidir
(1) : Zevce, mehrini kableddühul kabz etmiş bulunmalıdır. Kablel-kabz duhul bulunursa cihaz lâzım gelmez. Meğer ki baded'dühul teçhiz, meşrut ve mütearef olsun.
(2) : Cihaz için mehrden başka bir gey tesmiye edilmemiş veya cihaz için mehrden başka bir şey verilmesi mütearef bulunmamış olmalıdır. Ve illâ cihazın bu şey ile tedariki lâzım gelir.
(3) : Mehr, ayn = nükud kabilinden olmalıdır. Ticaret eşyası veya mekîlâttan, mevzunattan bir şey veya hayvan olursa - mutemed olan kavle göre - bunları cihaz için satmak lâzım gelmez. Mezahibi, Er-bea.)
(Hanbelîlere göre de mehr ve cihaz zevceye aiddir. Fakat bir kimse, kendi kızım kocaya verirken mehrinm tamamen veya kısmen kendisine ait olmasını şart koşabilir. Meselâ : On bin kuruş mehrin tamamını veya nısfım kendisine şart kılsa bu on l>in kuruş mehr olmuş olur. Bunu kızınm malından kendisi için ahz etmiş sayılır. §û_ kadar» var ki, o kimse, temellüke ahil olduğu halde bu mehri temellük niyetile kabz etmedikçe buna malik olamaz. Fakat babadan başka velîlerin dermeyan edecekleri böyle bir şarta itibar olunmaz. Tesmiye sahih olup hepsi de zevceye aid bulunur. Keşşafül'kma.)
(Zahiriyyeden îbni Hazm diyor ki: Mehr, tamamen zevcenin hakkıdır. Zevze, ne mehrinden ve ne de sair mallarından cihaz tedarüküne mecbur değildir, imam Şafiînin kavli de böyledir. înıam Mâlike göre eğer mehr, dirhem ve dînar kabilinden ise zevce, bundan kendisine elbise ve tezeyyün edecek huliyyat tedarük etmeğe mecburdur. Mehrden borcunu ödeyemez, meğer ki nihayet üç dirhm kadar az bir borç olsun, Mehr, huliyyat kabilinden ise zevcenin bununla zevcine karşı bezenmesi lâzım gelir. Siyab kabilinden ise bunları da kocasının huzurunda giymeğe mecbur olur. Fakat mehr, hayvanat, arazi, hane veya taam kabilinden ise zevce, bunlarda istediği gibi tasarrufta bulunabilir, bunların hakkında re'yi carî olmaz. Elmuhallâ.) [65]
Konular
- Mecellenin Kaldırılması
- Akidlerde İtibar Maksad ve Mânâyadır; Elfaz ve Mebâniye Değildir.
- Yakın Şüphe İle Zail Olmaz.
- Bir Şeyin Bulunduğu Hal Üzere Kalması Asıldır.
- Kadîm Kıdemi Üzere Terk Olunur
- Zarar Kadîm Olmaz
- Beraati Zimmet Asıldır
- Arızî Sıfatlarda Aslolan Ademdir
- Bir Zamanda Sabit Olan Şey..
- Yeni Meydana Gelen Bir Olayın ..
- Kelâmda Aslolan Mânâ-yı Hakîkîdir
- Sarahat Karşısında Delâlete İtibar Yoktur
- Mevrid-i Nasda İçtihada Mesağ Yoktur
- Kıyasa Aykırı Olarak Sabit Olan Şey ..
- İctihadla İctihad Nakz Olunmaz
- Meşakkat Kolaylığı Celbeder
- Bir İş Daralınca Genişlemeye Yüz Tutar
- Zarar Ve Mukabele-i Bizzarar Yoktur
- Zarar İzâle Olunur
- Zaruretler Mahzurlu Şeyleri Mubah Kılar
- Zaruretler Kendi Miktarınca Takdir Olunur
- Bir Özür İçin Caiz Olan Şey ..
- Mâni' Zail Oldukta Memnît Avdet Eder
- Bir Zarar Kendi Misliyle İzale Olunmaz
- Zararı Âmmı Defi' İçin Zararı Hass İhtiyar Olunur
- Madde 21 = Geçersiz sebeple yapılan feshin sonuçları
- İSLAM VE MODERN HUKUK KARŞILAŞTIRILMASIYLA CEZA HUKUKUNA VE KISASA KISA BİR BAKIŞ
- İSLAM'DA İNSAN HAKLARI
- OSMANLI'DA MECELLE VE FRANSIZ MEDENİ KANUNUNU TARTIŞMALARI
- DÜNYADA HUKUK EĞİTİMİ VE AVUKATLIK STAJI