Mehrin Sobe Edilmesi
Mehrin Sobe Edilmesi :
426 - : Bir kebîre - akilei baliğe, mehrini zevcine ve bade vefa-tihî varislerine hibe edebilir. Tekarriib bulunmuş oisun olmasın. Bu bab-da evliyasından hiçbirinin itiraza salâhiyeti yoktur.
Binaenaleyh bir kebîre, dirhem ve dinar kabilinden olan, meselâ : on bin kuruştan: ibaret bulunan mehrini badel'kabz zevcine hibe edib de badehu kablettekarrüb ttlâk vukubulsa beş bin kuruş ile zevci kendisine rücu edebilir. Çünkü zevcin hibe tarikile makbuzi olan meblâğ, tekarrübden evvel talâk üe müstahik olduğu nısıf mehrin ayni değildir. Zira nü-kud, ukudde taayyün etmez.
Mekîîât ve mevzunat kabilinden olup da zimmete müterettib olan mehrler hakkında dahüküm böyledir.
421 - : Bir kebîre, meselâ : on bin Jmruştan ibaret olan mehrinin yansını kabz ettikten sonra on bin kuruşun tamamını, yani : makbuzu olan beş bin kuruş ile mütebaki beş bin kuruşun mecmuunu yahut yalnız mütebaki beş bin kuruşu zevcine hibe edib de badehu kablet tekarrüb talâk vaki olsa bu suretler de sevceynden hiçbiri diğerine bir şey ile rücu edemes. Çünkü bu suretlerde zevcin müstahik olduğu nısıf mehr kendisine vâsıl olub maksud hâsıl olmuştur.
Mezkûr mehrin tamamını kablel'kabz hibe ettiği surette de hüküm böyledir.
Fakat on bin kuruşun yansından azım Hibe edib de bakisini kabı etmiş olsa zevç, tam nısfa kadar rücua müstahik olur.
428 - : Bir kebîre, uruz gibi tayin ile muteayyen olan mehrinin yansını veya tamamını kocasına hibe edib de badehu tekarrübden evvel talâk vaki olsa zevç, birşeyile kendisine rücu edemez. Gerek kabz bulun-aun ve gerek bulunmasın. Zimmete teallûk eden hayvanat hakkında da hüküm böyledir.
429 - : Bir kebîre, uruz, kabilinden olan mehrinin yansından as-m zevcine hibe ettikten sonra kablettekarrüb tatlik olunsa mezkûr rneh-rin yarısına kadarım kocasına iade etmesi lâzım gelir. Şayet bu mehre fahiş surette ayıb irâs ettikten sonra hibe eylese kabz ettiği gündeki kıymetinin yansile kocası rücua müstahik olur. Çünkü bu takdirde, âde* ta başka bir ayni hibe etmiş sayılır. Fakat aybı yesir, adem mesabesindedir.
Kezalik : Mezkûr mehri zevcine satmış, olsa zevci bunun nısıf kıy--metile rücua mâlik olur. Yoksa verdiği semenin nısfüe rücu edemez.
430 - : Zevce, mehrini bir şart Üe zevcine hibe ettikte nazar olunur : Eğer şart tahakkuk ederse hibe caiz olur. Amma tahakkuk etmezse caiz olmayıb mehr, zevcenin mülküne avdet eder.
431 - : Bir kimse, bosamıg olduğu zevcesine «Mehrini bana hibe etmedikçe seni tekrar tezevvüc etmem» demekle kadın kendisini tezevvüc etmesi şartile mehrini hibe ettiği halde o kimse tezevvücdeii ünüm, eylese mehr, hali üzere zimmetinde kalır, gerek bilahare tezevvüc etsin ve gerek etmesin. Hindiyye.
432 - : Zevç ile zevce, mehrin hibe edildiğinde İhtilâf edib de zevce, kendisini bogamamak şartile mehrini hibe ettiğini d&va, zevç dahi bili şart hibe ettiğini iddia eylese söz, zevcenin olur. Her iki de beyyine ikame etse zevcenin beyyinesi tercih olunur.
433 - : İkrah ile vukubulan hat ve tenzil, ve hibe sahih değildir, Binaenaleyh bir kadın, zevcine darb ile vaki olan tehdidine mebni
mehrini hibe etse bu hibe, sahih olmaz. Fakat ikrahın tahakkuku için zevcin darbe kadir olması şarttır.
Zevç ile zevce, ikrah vukuunda ihtilâf etseler, söz ikrahı iddia edenindir. Fakat beyyine ikame edecek olsalar, tav* ve riza beyyinesi tercih olunur.
434 - : Marazı mevtte vaki olan hibe ve ibra, vasiyet hükmündedir. Şu kadar var ki, marizin hibesi, kabletteslîm vahibin vefatile bâtıl olur. Çünkü bu hibe, her ne kadar vasiyet hükmünde ise de nefsel'einr itibarile hibe olduğundan tamam olması, kabza muhtaçtır. Mecmeül'en-hür.
435 - : Bir kadın, mehrini' zevcine hibe veya menlinden zevcim ibra elikten sonra vefat etmekle varisleri hibe
ve ibranın marazı mevtinde vukuunu dâva, zevç dahi hali sıhhatinde olduğunu iddia eylese söz, zevcin olur. Çünkü mehrin lüzumunu münkirdir, j-ıer. iki tarat beyyine ikame etse sıhhat beyyinesi tercih olunur.
436 - : Bir kadın, marazı mevtinde mehrini zevcine hibe edib de bade vefatına varisleri mücîz olsalar hibe, sahih olur. Amma. vefatından sonra müciz olmazlarsa sahih olmaz. Velev ki, kabielvefat icazet vermiş olsunlar, Hindiyye, Bahri Raik, Dürri Muhar, Reddi Muhtar, Ankaravi
(Mâlikîlere göre zevcenin mehrde bey', hibe, ıtk gibi tasarrufları nafizdir.
Binaenaleyh bir reşide, mehri müsemmasının tamamım akdden sonra henüz kabz ve duhul bulunmadan kocasına hibe etse nafiz olur. Artık duhulden evvel talâk vaki olsa zevç ile zevceden hiçbiri diğerinden mehr namına bir şey istiyemez. Şayet bu hibeden'sonra zevç zevcesine muka-renet etmek isterse kendisine mehrin en az mikdanm vermesi icab eder. Bu mikdar, bir dinarın dörtte biridir veya üç dirhemdir. Fakat bu bîbe kazdan sonra vukubulmuş ise artık zevceye mehr namile bir şey vermek lâzım gelmez.
Reşîde olan bir kadın, mehrini zevcinin gayrisine hibe edince bakılır: löğer bu hibeden sonra, kabled'dühui tatlik edilse zevci kendisine o mehrin yarısüe rücu eder, kendisi de zevcine vereceği nısıf mikdaril mevhubün lehe rücu edebilir, eğer mevhubün leh, kendisine hibe edilen şeyin mehr olduğunu bilmiş ise, şayet bilmemiş ise iendi&in rücu edilemez.)
(Şafiüere göre zevce, mehrini henüz kaba etmemiş ise onda tasarrufu sahih olmaz. Binaenaleyh bir kadısın ticaret eşyası kabilinden olan veya hayvan veya mekilât veya mevzunat takımından bulunan mehrinde kablel'kabz bey, hibe, rehn, icare gibi tasarrufları nafiz olmaz. Çünkü .mehrine malikiyyeti zaiftir, bunun sukuta ihtimali vardır. Şu kadar var ki, bu mehrinde vasiyyet, vakf gibi tasarruflarda bulunabilir.)
(Hanbelîlere göre bir kadın, gayri muayyen olan mehrinde kable!'-kabz tasarrufda bulunamaz. Muayyen mehrinde ise kabz etmesinden evvel de, sonra da tasarrufda bulunabilir, bunda zevcinin tasarrufa hakkı olamaz. Çünkü bu, zevcin elinde emanet demektir.
Bir kadın, mehrini daha kabz etmeden zevcine hibe etse veya zevcini mehrinden ibra eylese sahih olur. Sonra kabled'dühui talâk vaki olsa zevç, bu mehrin yansı mikdarile zevcesine rücu edebiür. Çünkü zevç,
o mehre hibe yolile müstahik' olmuştur, mehr olarak kendisine verilmiş değildir.
Kezalik .: bir kadın, mehrinin yarısını kocasına hibe edib de duhulden evyel tatlik olunsa mehrin diğer yarısı da kocasına ait olur. Elmeza-hibül'erbea.) [59]
426 - : Bir kebîre - akilei baliğe, mehrini zevcine ve bade vefa-tihî varislerine hibe edebilir. Tekarriib bulunmuş oisun olmasın. Bu bab-da evliyasından hiçbirinin itiraza salâhiyeti yoktur.
Binaenaleyh bir kebîre, dirhem ve dinar kabilinden olan, meselâ : on bin kuruştan: ibaret bulunan mehrini badel'kabz zevcine hibe edib de badehu kablettekarrüb ttlâk vukubulsa beş bin kuruş ile zevci kendisine rücu edebilir. Çünkü zevcin hibe tarikile makbuzi olan meblâğ, tekarrübden evvel talâk üe müstahik olduğu nısıf mehrin ayni değildir. Zira nü-kud, ukudde taayyün etmez.
Mekîîât ve mevzunat kabilinden olup da zimmete müterettib olan mehrler hakkında dahüküm böyledir.
421 - : Bir kebîre, meselâ : on bin Jmruştan ibaret olan mehrinin yansını kabz ettikten sonra on bin kuruşun tamamını, yani : makbuzu olan beş bin kuruş ile mütebaki beş bin kuruşun mecmuunu yahut yalnız mütebaki beş bin kuruşu zevcine hibe edib de badehu kablet tekarrüb talâk vaki olsa bu suretler de sevceynden hiçbiri diğerine bir şey ile rücu edemes. Çünkü bu suretlerde zevcin müstahik olduğu nısıf mehr kendisine vâsıl olub maksud hâsıl olmuştur.
Mezkûr mehrin tamamını kablel'kabz hibe ettiği surette de hüküm böyledir.
Fakat on bin kuruşun yansından azım Hibe edib de bakisini kabı etmiş olsa zevç, tam nısfa kadar rücua müstahik olur.
428 - : Bir kebîre, uruz gibi tayin ile muteayyen olan mehrinin yansını veya tamamını kocasına hibe edib de badehu tekarrübden evvel talâk vaki olsa zevç, birşeyile kendisine rücu edemez. Gerek kabz bulun-aun ve gerek bulunmasın. Zimmete teallûk eden hayvanat hakkında da hüküm böyledir.
429 - : Bir kebîre, uruz, kabilinden olan mehrinin yansından as-m zevcine hibe ettikten sonra kablettekarrüb tatlik olunsa mezkûr rneh-rin yarısına kadarım kocasına iade etmesi lâzım gelir. Şayet bu mehre fahiş surette ayıb irâs ettikten sonra hibe eylese kabz ettiği gündeki kıymetinin yansile kocası rücua müstahik olur. Çünkü bu takdirde, âde* ta başka bir ayni hibe etmiş sayılır. Fakat aybı yesir, adem mesabesindedir.
Kezalik : Mezkûr mehri zevcine satmış, olsa zevci bunun nısıf kıy--metile rücua mâlik olur. Yoksa verdiği semenin nısfüe rücu edemez.
430 - : Zevce, mehrini bir şart Üe zevcine hibe ettikte nazar olunur : Eğer şart tahakkuk ederse hibe caiz olur. Amma tahakkuk etmezse caiz olmayıb mehr, zevcenin mülküne avdet eder.
431 - : Bir kimse, bosamıg olduğu zevcesine «Mehrini bana hibe etmedikçe seni tekrar tezevvüc etmem» demekle kadın kendisini tezevvüc etmesi şartile mehrini hibe ettiği halde o kimse tezevvücdeii ünüm, eylese mehr, hali üzere zimmetinde kalır, gerek bilahare tezevvüc etsin ve gerek etmesin. Hindiyye.
432 - : Zevç ile zevce, mehrin hibe edildiğinde İhtilâf edib de zevce, kendisini bogamamak şartile mehrini hibe ettiğini d&va, zevç dahi bili şart hibe ettiğini iddia eylese söz, zevcenin olur. Her iki de beyyine ikame etse zevcenin beyyinesi tercih olunur.
433 - : İkrah ile vukubulan hat ve tenzil, ve hibe sahih değildir, Binaenaleyh bir kadın, zevcine darb ile vaki olan tehdidine mebni
mehrini hibe etse bu hibe, sahih olmaz. Fakat ikrahın tahakkuku için zevcin darbe kadir olması şarttır.
Zevç ile zevce, ikrah vukuunda ihtilâf etseler, söz ikrahı iddia edenindir. Fakat beyyine ikame edecek olsalar, tav* ve riza beyyinesi tercih olunur.
434 - : Marazı mevtte vaki olan hibe ve ibra, vasiyet hükmündedir. Şu kadar var ki, marizin hibesi, kabletteslîm vahibin vefatile bâtıl olur. Çünkü bu hibe, her ne kadar vasiyet hükmünde ise de nefsel'einr itibarile hibe olduğundan tamam olması, kabza muhtaçtır. Mecmeül'en-hür.
435 - : Bir kadın, mehrini' zevcine hibe veya menlinden zevcim ibra elikten sonra vefat etmekle varisleri hibe
ve ibranın marazı mevtinde vukuunu dâva, zevç dahi hali sıhhatinde olduğunu iddia eylese söz, zevcin olur. Çünkü mehrin lüzumunu münkirdir, j-ıer. iki tarat beyyine ikame etse sıhhat beyyinesi tercih olunur.
436 - : Bir kadın, marazı mevtinde mehrini zevcine hibe edib de bade vefatına varisleri mücîz olsalar hibe, sahih olur. Amma. vefatından sonra müciz olmazlarsa sahih olmaz. Velev ki, kabielvefat icazet vermiş olsunlar, Hindiyye, Bahri Raik, Dürri Muhar, Reddi Muhtar, Ankaravi
(Mâlikîlere göre zevcenin mehrde bey', hibe, ıtk gibi tasarrufları nafizdir.
Binaenaleyh bir reşide, mehri müsemmasının tamamım akdden sonra henüz kabz ve duhul bulunmadan kocasına hibe etse nafiz olur. Artık duhulden evvel talâk vaki olsa zevç ile zevceden hiçbiri diğerinden mehr namına bir şey istiyemez. Şayet bu hibeden'sonra zevç zevcesine muka-renet etmek isterse kendisine mehrin en az mikdanm vermesi icab eder. Bu mikdar, bir dinarın dörtte biridir veya üç dirhemdir. Fakat bu bîbe kazdan sonra vukubulmuş ise artık zevceye mehr namile bir şey vermek lâzım gelmez.
Reşîde olan bir kadın, mehrini zevcinin gayrisine hibe edince bakılır: löğer bu hibeden sonra, kabled'dühui tatlik edilse zevci kendisine o mehrin yarısüe rücu eder, kendisi de zevcine vereceği nısıf mikdaril mevhubün lehe rücu edebilir, eğer mevhubün leh, kendisine hibe edilen şeyin mehr olduğunu bilmiş ise, şayet bilmemiş ise iendi&in rücu edilemez.)
(Şafiüere göre zevce, mehrini henüz kaba etmemiş ise onda tasarrufu sahih olmaz. Binaenaleyh bir kadısın ticaret eşyası kabilinden olan veya hayvan veya mekilât veya mevzunat takımından bulunan mehrinde kablel'kabz bey, hibe, rehn, icare gibi tasarrufları nafiz olmaz. Çünkü .mehrine malikiyyeti zaiftir, bunun sukuta ihtimali vardır. Şu kadar var ki, bu mehrinde vasiyyet, vakf gibi tasarruflarda bulunabilir.)
(Hanbelîlere göre bir kadın, gayri muayyen olan mehrinde kable!'-kabz tasarrufda bulunamaz. Muayyen mehrinde ise kabz etmesinden evvel de, sonra da tasarrufda bulunabilir, bunda zevcinin tasarrufa hakkı olamaz. Çünkü bu, zevcin elinde emanet demektir.
Bir kadın, mehrini daha kabz etmeden zevcine hibe etse veya zevcini mehrinden ibra eylese sahih olur. Sonra kabled'dühui talâk vaki olsa zevç, bu mehrin yansı mikdarile zevcesine rücu edebiür. Çünkü zevç,
o mehre hibe yolile müstahik' olmuştur, mehr olarak kendisine verilmiş değildir.
Kezalik .: bir kadın, mehrinin yarısını kocasına hibe edib de duhulden evyel tatlik olunsa mehrin diğer yarısı da kocasına ait olur. Elmeza-hibül'erbea.) [59]
Konular
- Mecellenin Kaldırılması
- Akidlerde İtibar Maksad ve Mânâyadır; Elfaz ve Mebâniye Değildir.
- Yakın Şüphe İle Zail Olmaz.
- Bir Şeyin Bulunduğu Hal Üzere Kalması Asıldır.
- Kadîm Kıdemi Üzere Terk Olunur
- Zarar Kadîm Olmaz
- Beraati Zimmet Asıldır
- Arızî Sıfatlarda Aslolan Ademdir
- Bir Zamanda Sabit Olan Şey..
- Yeni Meydana Gelen Bir Olayın ..
- Kelâmda Aslolan Mânâ-yı Hakîkîdir
- Sarahat Karşısında Delâlete İtibar Yoktur
- Mevrid-i Nasda İçtihada Mesağ Yoktur
- Kıyasa Aykırı Olarak Sabit Olan Şey ..
- İctihadla İctihad Nakz Olunmaz
- Meşakkat Kolaylığı Celbeder
- Bir İş Daralınca Genişlemeye Yüz Tutar
- Zarar Ve Mukabele-i Bizzarar Yoktur
- Zarar İzâle Olunur
- Zaruretler Mahzurlu Şeyleri Mubah Kılar
- Zaruretler Kendi Miktarınca Takdir Olunur
- Bir Özür İçin Caiz Olan Şey ..
- Mâni' Zail Oldukta Memnît Avdet Eder
- Bir Zarar Kendi Misliyle İzale Olunmaz
- Zararı Âmmı Defi' İçin Zararı Hass İhtiyar Olunur
- Madde 21 = Geçersiz sebeple yapılan feshin sonuçları
- İSLAM VE MODERN HUKUK KARŞILAŞTIRILMASIYLA CEZA HUKUKUNA VE KISASA KISA BİR BAKIŞ
- İSLAM'DA İNSAN HAKLARI
- OSMANLI'DA MECELLE VE FRANSIZ MEDENİ KANUNUNU TARTIŞMALARI
- DÜNYADA HUKUK EĞİTİMİ VE AVUKATLIK STAJI