Mehrde Husule Gelen Ziyade
Mehrde Husule Gelen Ziyade :
414 - : Mehrde kabz etmekten evvel - hayvanın semizlenmesi ve arazinin ekilmesi gibi - «ziyadei muttasilei mütevellide» veya - elbisenin boyanması ve arsa üzerinde bina inşası gibi - «ziyadei muttasilei gayri mütevellide» veya - hayvanın yavrusu ve ağaçların toplanmm meyvaları gibi - «ziyadei münfasilei mütevellide» yahut - hanenin kirası gibi - «ziyadei münfasilei gayri mütevellide» husule geldikte nazar olunur.
Eğer tekarrüb veya vefat vuku bulursa bunların cümlesi zevoeye aid olur. Çünkü bu halde asi mehr, teekküd edeceğinden ona tebean ziyade de teekküd eder. Ve eğer badez'ziyade henüz tekarrüb vuku bulmadan talâk vaki olursa gerek ziyadei muttasilei mütevellide ve gerek ziyadei münfasilei mütevellide, asi mehr ile beraber tansif edilir. Çünkü bu ziyade asi mehrin cüz'i mesabesindedir.
Ziyadei gayri mütevelüdeye gelince : Eğer muttasile ise mehrin tansifine mani olacağından asi mehr ile beraber zevceye teslim olunur. Çünkü bu ziyade mehrden mütevelUd olmadığı cihetle ne kasden ve ne de tebean mehrden madut değildir. Binaenaleyh tansif olunamıyacagm-dan bidunizziyade asi mehrde tansif olunamaz. Bu halde zevce, yalnız asi mehrin ziyade günündeki kıymetinin yarışım kocasına verir. Zira bu ziyade sebebile mezkûr günde mehri kabz etmiş olur.
Amma o ziyade* münfasile' ise o da mehrden madud olamıyacağm-dan kamilen zevce ait olub yalnız asi mehr aralarında tansif olunur.
415 - : Zevce, asi mehr ile beraber ziyadei mütevellideyi kabz ettikten sonra kabled'duhul talâk vaki olsa hem asi mehr, hem de mezkûr ziyade tansif olunur. Çünkü bu ziyade kablel'kabz hadis olduğundan tansif hükmü her ikisinde sabit olur.
416 - : Zevce, yalnız asıl mehri kabz edib de ziyade kendi elinde
hadis olduktan sonra kablettekarrüb talâk vaki olsa bakılır : Eğer bu ziyade bir ziyadei gayri mütevellide ise tamamen zevceye ait olub zevç, yalnız asıl mehrin nısfını ahr. Çünkü bu ziyade zevcenin mülkünde hadis olmuş ve mehr kendi zamanında bulunduğundan menfaati' de kendisine ait bulunmuştur. Amma münfasiiei mütevellide ise talâk takdirinde asıl mehrin tanassufuna ve zevce tarafından iftirak vukuu takdirinde mehrin kamilen zevce rücuuna mani olur. Binaenaleyh zevç, talâk halinde asıl mehrin teslimi günündeki nısıf kıymetini ve iftirak halinde bütün kıymetini ahz eder.
Bu babda ziyadei muttasilei mütevellide dahi münfasilei mütevellide hükmündedir.
Binaenaleyh kablettekarrüb talâk vukuu halinde zevç, yalnız asıl mehrin kabz günündeki nısıf kıymetine müstahik olur. Çünkü bu ziyade zevcenin sahih mülkünde hadis olmuştur. Bu halde mezkûr ziyadenin ta-nassufu müteazziz olduğundan aslın tanassufu da müteaziz olur.
417 - : Tekarrübden evvel talâk vukubylduktan sonra hâsıl oîan ziyade eğer kablel'kabz hâsıl olmuş ise asıl mehr ile beraber tanassuf eder. Amma badel'kabz husule gelmiş ise bakılır : Eğer mehrin yarisile zevcin lehine hüküm olunduktan sonra husule gelmiş ise yine asıl mehr ile tanassuf eder. Çünkü talâk sebebile mehrin nısfı müstahakkün aleyh olduğundan bu istihkak, ziyadeye de sirayet eder. Amma kablclhüküm husule gelmiş ise tanassuf etmeyip zevceye aid olur. Zira zevcenin talâk sebebile nısıf mehrdeki mülkü, fâsid olduğundan mehr onun elinde akdi fâsid ile makbuz olan mebî mesabesindedir. Mebsut, Bedayî, Reddi Muhtar.
{Mâ#küere göre zevceyn arasında duhulden evvel talâk sebebile firkat vaki olunca mehrde hadis olan ziyade veya noksan, zevç ile zevceye münasefeten aid olur. Aralarında kabled'dühul fesh suretile iftirak hâsıl olsa ziyade de, noksan da zevce aid olur. Bu iftirak duhulden sonra vukutoulduğu takdirde ise ziyade de, noksan da tamamen zevceye ait bulunur. Mezahibi Erbaa.)
(Şafiflere göre mehrde ziyade vücude geldiği ve zevce zevcinden mufarakat ettiği takdirde bakılır Eğer müfarekat, zevcenin verdiği sebebiyet yüzünden vukua gelmiş ise ziyade herhalde tamamen zevce ait olur. Çünkü bu takdirde mehrin tamamı da zevce aid bulunur. Fakat müfarekat, zevç tarafından talâk veya .saire sebebile vukua gelmiş ise ziyadenin yansı zevce, yarısı da zevceye ait olur. Bu hususta ziyadenin bir ziyadei muttasile olmasile bir ziyadei münfasile olması arasında fark yoktur. Şu kadar var ki, bu mesele, ziyadenin müfarekatten sonra hadis olduğuna göredir. Amma ziyade, müfarekatten evvel hadis olmuş olunca bakılır: Eğer bu, bir ziyadei münfasile ise tamamen zevceye aid olur. Yavru, süt, kazanç gibi, velev ki firkate kendisi sebebiyet vermiş olsun. Ve eğer bu ziyade, hayvanın semizlenmesi gibi bir ziyadei muttasile ise ve firkate de zevç sebebiyet vermiş ise zevç, bu mehrin asıl kıymetinin yansına müstahik olur, ziyade nazara alınmaz. Mezahibi erbaa.)
(Hanbelîlere göre. bir muayyen mehrde husule gelen ziyade, eğer bir ziyadei münfasile ise bu, zevcenin hakkı olur, kabz etmiş bulunsun bulunmasın. Çünkü bu ziyade kendi mülkünde husule gelmiştir. Bu muay--yen mehre noksan arız olduktan sonra kableddühul talâk vaki olsa zevç, muhayyer olur, dilerse mehrin yansım ve dilerse kıymetinin yansını alır, hadis olan noksandan dolayı bir ivaza müstahik olmaz. Mezahibi Erbea.) [57]
414 - : Mehrde kabz etmekten evvel - hayvanın semizlenmesi ve arazinin ekilmesi gibi - «ziyadei muttasilei mütevellide» veya - elbisenin boyanması ve arsa üzerinde bina inşası gibi - «ziyadei muttasilei gayri mütevellide» veya - hayvanın yavrusu ve ağaçların toplanmm meyvaları gibi - «ziyadei münfasilei mütevellide» yahut - hanenin kirası gibi - «ziyadei münfasilei gayri mütevellide» husule geldikte nazar olunur.
Eğer tekarrüb veya vefat vuku bulursa bunların cümlesi zevoeye aid olur. Çünkü bu halde asi mehr, teekküd edeceğinden ona tebean ziyade de teekküd eder. Ve eğer badez'ziyade henüz tekarrüb vuku bulmadan talâk vaki olursa gerek ziyadei muttasilei mütevellide ve gerek ziyadei münfasilei mütevellide, asi mehr ile beraber tansif edilir. Çünkü bu ziyade asi mehrin cüz'i mesabesindedir.
Ziyadei gayri mütevelüdeye gelince : Eğer muttasile ise mehrin tansifine mani olacağından asi mehr ile beraber zevceye teslim olunur. Çünkü bu ziyade mehrden mütevelUd olmadığı cihetle ne kasden ve ne de tebean mehrden madut değildir. Binaenaleyh tansif olunamıyacagm-dan bidunizziyade asi mehrde tansif olunamaz. Bu halde zevce, yalnız asi mehrin ziyade günündeki kıymetinin yarışım kocasına verir. Zira bu ziyade sebebile mezkûr günde mehri kabz etmiş olur.
Amma o ziyade* münfasile' ise o da mehrden madud olamıyacağm-dan kamilen zevce ait olub yalnız asi mehr aralarında tansif olunur.
415 - : Zevce, asi mehr ile beraber ziyadei mütevellideyi kabz ettikten sonra kabled'duhul talâk vaki olsa hem asi mehr, hem de mezkûr ziyade tansif olunur. Çünkü bu ziyade kablel'kabz hadis olduğundan tansif hükmü her ikisinde sabit olur.
416 - : Zevce, yalnız asıl mehri kabz edib de ziyade kendi elinde
hadis olduktan sonra kablettekarrüb talâk vaki olsa bakılır : Eğer bu ziyade bir ziyadei gayri mütevellide ise tamamen zevceye ait olub zevç, yalnız asıl mehrin nısfını ahr. Çünkü bu ziyade zevcenin mülkünde hadis olmuş ve mehr kendi zamanında bulunduğundan menfaati' de kendisine ait bulunmuştur. Amma münfasiiei mütevellide ise talâk takdirinde asıl mehrin tanassufuna ve zevce tarafından iftirak vukuu takdirinde mehrin kamilen zevce rücuuna mani olur. Binaenaleyh zevç, talâk halinde asıl mehrin teslimi günündeki nısıf kıymetini ve iftirak halinde bütün kıymetini ahz eder.
Bu babda ziyadei muttasilei mütevellide dahi münfasilei mütevellide hükmündedir.
Binaenaleyh kablettekarrüb talâk vukuu halinde zevç, yalnız asıl mehrin kabz günündeki nısıf kıymetine müstahik olur. Çünkü bu ziyade zevcenin sahih mülkünde hadis olmuştur. Bu halde mezkûr ziyadenin ta-nassufu müteazziz olduğundan aslın tanassufu da müteaziz olur.
417 - : Tekarrübden evvel talâk vukubylduktan sonra hâsıl oîan ziyade eğer kablel'kabz hâsıl olmuş ise asıl mehr ile beraber tanassuf eder. Amma badel'kabz husule gelmiş ise bakılır : Eğer mehrin yarisile zevcin lehine hüküm olunduktan sonra husule gelmiş ise yine asıl mehr ile tanassuf eder. Çünkü talâk sebebile mehrin nısfı müstahakkün aleyh olduğundan bu istihkak, ziyadeye de sirayet eder. Amma kablclhüküm husule gelmiş ise tanassuf etmeyip zevceye aid olur. Zira zevcenin talâk sebebile nısıf mehrdeki mülkü, fâsid olduğundan mehr onun elinde akdi fâsid ile makbuz olan mebî mesabesindedir. Mebsut, Bedayî, Reddi Muhtar.
{Mâ#küere göre zevceyn arasında duhulden evvel talâk sebebile firkat vaki olunca mehrde hadis olan ziyade veya noksan, zevç ile zevceye münasefeten aid olur. Aralarında kabled'dühul fesh suretile iftirak hâsıl olsa ziyade de, noksan da zevce aid olur. Bu iftirak duhulden sonra vukutoulduğu takdirde ise ziyade de, noksan da tamamen zevceye ait bulunur. Mezahibi Erbaa.)
(Şafiflere göre mehrde ziyade vücude geldiği ve zevce zevcinden mufarakat ettiği takdirde bakılır Eğer müfarekat, zevcenin verdiği sebebiyet yüzünden vukua gelmiş ise ziyade herhalde tamamen zevce ait olur. Çünkü bu takdirde mehrin tamamı da zevce aid bulunur. Fakat müfarekat, zevç tarafından talâk veya .saire sebebile vukua gelmiş ise ziyadenin yansı zevce, yarısı da zevceye ait olur. Bu hususta ziyadenin bir ziyadei muttasile olmasile bir ziyadei münfasile olması arasında fark yoktur. Şu kadar var ki, bu mesele, ziyadenin müfarekatten sonra hadis olduğuna göredir. Amma ziyade, müfarekatten evvel hadis olmuş olunca bakılır: Eğer bu, bir ziyadei münfasile ise tamamen zevceye aid olur. Yavru, süt, kazanç gibi, velev ki firkate kendisi sebebiyet vermiş olsun. Ve eğer bu ziyade, hayvanın semizlenmesi gibi bir ziyadei muttasile ise ve firkate de zevç sebebiyet vermiş ise zevç, bu mehrin asıl kıymetinin yansına müstahik olur, ziyade nazara alınmaz. Mezahibi erbaa.)
(Hanbelîlere göre. bir muayyen mehrde husule gelen ziyade, eğer bir ziyadei münfasile ise bu, zevcenin hakkı olur, kabz etmiş bulunsun bulunmasın. Çünkü bu ziyade kendi mülkünde husule gelmiştir. Bu muay--yen mehre noksan arız olduktan sonra kableddühul talâk vaki olsa zevç, muhayyer olur, dilerse mehrin yansım ve dilerse kıymetinin yansını alır, hadis olan noksandan dolayı bir ivaza müstahik olmaz. Mezahibi Erbea.) [57]
Konular
- Mecellenin Kaldırılması
- Akidlerde İtibar Maksad ve Mânâyadır; Elfaz ve Mebâniye Değildir.
- Yakın Şüphe İle Zail Olmaz.
- Bir Şeyin Bulunduğu Hal Üzere Kalması Asıldır.
- Kadîm Kıdemi Üzere Terk Olunur
- Zarar Kadîm Olmaz
- Beraati Zimmet Asıldır
- Arızî Sıfatlarda Aslolan Ademdir
- Bir Zamanda Sabit Olan Şey..
- Yeni Meydana Gelen Bir Olayın ..
- Kelâmda Aslolan Mânâ-yı Hakîkîdir
- Sarahat Karşısında Delâlete İtibar Yoktur
- Mevrid-i Nasda İçtihada Mesağ Yoktur
- Kıyasa Aykırı Olarak Sabit Olan Şey ..
- İctihadla İctihad Nakz Olunmaz
- Meşakkat Kolaylığı Celbeder
- Bir İş Daralınca Genişlemeye Yüz Tutar
- Zarar Ve Mukabele-i Bizzarar Yoktur
- Zarar İzâle Olunur
- Zaruretler Mahzurlu Şeyleri Mubah Kılar
- Zaruretler Kendi Miktarınca Takdir Olunur
- Bir Özür İçin Caiz Olan Şey ..
- Mâni' Zail Oldukta Memnît Avdet Eder
- Bir Zarar Kendi Misliyle İzale Olunmaz
- Zararı Âmmı Defi' İçin Zararı Hass İhtiyar Olunur
- Madde 21 = Geçersiz sebeple yapılan feshin sonuçları
- İSLAM VE MODERN HUKUK KARŞILAŞTIRILMASIYLA CEZA HUKUKUNA VE KISASA KISA BİR BAKIŞ
- İSLAM'DA İNSAN HAKLARI
- OSMANLI'DA MECELLE VE FRANSIZ MEDENİ KANUNUNU TARTIŞMALARI
- DÜNYADA HUKUK EĞİTİMİ VE AVUKATLIK STAJI