İslâm Hukukunda Mehrin Lüzumu Ve Miktarı
İslâm Hukukunda Mehrin Lüzumu Ve Miktarı :
361 - : İslâm, hukukuna nazaran herhangi bir müslim ile evlenen kadın, mehr namile bir mala müstahik olur. Mal ile mübadelesi kabil olan bir menfaat de mehr olabilir. Nikâh esnasında mehr zikr edilsin edilmesin veya nefy edilsin, yani : mehr olmamak üzere nikâh, akd olunsun herhalde mehr lâzım gelir.
Mehre bir hakkı ilâhî de teallûk etmektedir. Binaenaleyh mehr, bi-dayeten nefy ve iskat edilemez. Fakat bilâhare tfadın, isterse bu hakkım iskat ederek mehrini zevcine bağışlıyabilir. NitekinJ ileride beyan olunacaktır.
361 - : Bir müslimin tezevvüc ettiği kadın, kitabiyye olsa da yine herhalde mehre müstahik olur. Şayet mehr tesmiye edilmemiş olsa duhul vukuunda mehri misi, lâzım gelir.
Bir müslim, kitabî bulunan zevcesi için tesmiye etmiş olduğu mehri vermeden vefat etse bu mehr, teikesinden alınır, yoksa mücerret gayri müslime olduğuna mebnî varisler bu mehri vermemeğe kadir olamazlar. Feyziyye.
362 - ; Bir gayri müslim, bir gayri müslimeyi bilâ mehr tezevvüc edince bakılır: Eğer mensub oldukları dinde mehrsiz nikâh, caiz ise nikâhtan sonra tekarrüb, talâk veya vefat vukubulsım bulmasın mehr lâzım gelmez. Binaenaleyh bu hususta islâm mahkemelerinden birine murafaa için müracaat edilse mehrin lüzumuna hükme dilemez.' Çünkü İslâm tabiiyetini kabul eden gayri müslimler, kendi dinî akideleri üzere terk edilirler. Hattâ badennikâh zevç ile zevceden her biri islâmiyet! kabul etse de yine mehr icab etmez. Zira müslümanlar arasındaki nikâhlarda mehr, ibtidaen şart ise de bakaen şart değildir.
îmamı Azama göre bu hususda gayri müslimlerin tebeai islâmiy-yeden olmalarile müste'min veya harbî olmaları arasında fark yoktur.
363 - : Mehrin mikdanna gelince bunun azamî haddi için muayyen bir mikdar yoktur. Asgarî haddi hakkında ise müctehidlerin ihtilafı vardır. Şöyle ki: Hanefîlere göre mehrin en az mikdarı, on dirhem gümüştür. Gerek mazrup olsun ve gerek olmasın. Bu mikdardan az mehr tesmiye edilemez. Edilecek olsa on dirhem mikdanna iblâğı icab eder. Mebsut, Fethül'toadîr.
« (Mâlikflere göre mehrin akalli, halis altından bir dinarın dörtte biri, halis gümüşten de üç dirhemdir. Veya bunların kıymetlerine muadil bir maldır. Bu mikdardan aşağı bir mehr ile nikâh akdedilir, tekarrüb de vukubulmuş olursa zevç, mehri bu mikdara iblâğ eder. Fakat tekarrüb vukubulmamış, zevç de mehri bu mikdara iblâğa muvafakatte bulunmamış olursa nikâh, feshedilir.
Mehri iskat şartile yapılan bir nikâh, fâsiddir. Binaenaleyh tekar-rübden evvel feshedilir, tekarrüb vukuu takdirinde ise mehri misi, lâzım-gelir. Fakat sahih bir mehr- tesmiyesile nikâh akdedildikten sonra zevce mehrini iskat ederse artık nikâh, fâsid olmaz. Kiyafettüttalib. Mînehücelîl.)
(tmam Şafiîye, İmam Ahmede, Sevrîye, Davudi Zahirî ile îbni Ebi Leylâya göre mehrin muayyen bir mikdarı yoktur. Her mal olan şey, az olsun çok olsun mehr olabilir. Beyide semen iearetfe ücret olan her şey, gerek ayan ve gerek menafi kabilinden bulunsun mehr tesmiye olunabilir. Maahaza imam Ahmede göre mehrin on dirhemden az olmaması müs-tahabdır, dört yüz dirhem kadar olması ise mesnundur, bundan ziyade olmasında da bir beis yoktur. Şu kadar var ki, mehrin tahfifi müstah-sendir.
Mehri akd zamanında tesmiye ve tayin dahi sünnettir. Tâ ki ileride bir münazaayı mucib olmasın. Akd zamanında mehr tayin edilmez veya tesmiye sahih bulunmazsa mehri misi, lâzım gelir.
Akdi nikâh esnasında mehrin behemehal zikredilmesi, Şafiîlerce de lâzım değildir, belki mesnundur. Hattâ bir reşîde, tefvizde bulunsa, yani: kendisini bilâ mehr tezvic etmek üzere velîsine mezuniyet verse de velîsi mehrden sükût ederek veya mehri nefy eyliyerek tezvic eylese baded' duhul mehri misi, lâzım gelir. Ve bu halde zevce, kendisine mehr tesmiye edilmedikçe nefsini temkinden imtina edebilir. Minhâcüt'talibîn, El-mugnî.)
(Maliki mezhebine göre de tefviz ve tahkim yölile olan nikâhlarda mehri misi, lâzım geljr. Şöyle ki: bir kadın, mehri zikr, iskat veya tayinim bir kimsenin hükmüne havale etmeksizin tezvici için velîsine müsaade verse veya mehri zikr ve iskat etmemekle beraber tayini hususunu bir kimseye havale etmek suretile tezvicin muvafakat eylese de mehr tesmiye edilmeksizin akdi nikâh, vaki olsa yine duhulden sonra mehri misi, lâzım gelir. Hanbelî mezhebi de bu veçhiledir.) [51]
361 - : İslâm, hukukuna nazaran herhangi bir müslim ile evlenen kadın, mehr namile bir mala müstahik olur. Mal ile mübadelesi kabil olan bir menfaat de mehr olabilir. Nikâh esnasında mehr zikr edilsin edilmesin veya nefy edilsin, yani : mehr olmamak üzere nikâh, akd olunsun herhalde mehr lâzım gelir.
Mehre bir hakkı ilâhî de teallûk etmektedir. Binaenaleyh mehr, bi-dayeten nefy ve iskat edilemez. Fakat bilâhare tfadın, isterse bu hakkım iskat ederek mehrini zevcine bağışlıyabilir. NitekinJ ileride beyan olunacaktır.
361 - : Bir müslimin tezevvüc ettiği kadın, kitabiyye olsa da yine herhalde mehre müstahik olur. Şayet mehr tesmiye edilmemiş olsa duhul vukuunda mehri misi, lâzım gelir.
Bir müslim, kitabî bulunan zevcesi için tesmiye etmiş olduğu mehri vermeden vefat etse bu mehr, teikesinden alınır, yoksa mücerret gayri müslime olduğuna mebnî varisler bu mehri vermemeğe kadir olamazlar. Feyziyye.
362 - ; Bir gayri müslim, bir gayri müslimeyi bilâ mehr tezevvüc edince bakılır: Eğer mensub oldukları dinde mehrsiz nikâh, caiz ise nikâhtan sonra tekarrüb, talâk veya vefat vukubulsım bulmasın mehr lâzım gelmez. Binaenaleyh bu hususta islâm mahkemelerinden birine murafaa için müracaat edilse mehrin lüzumuna hükme dilemez.' Çünkü İslâm tabiiyetini kabul eden gayri müslimler, kendi dinî akideleri üzere terk edilirler. Hattâ badennikâh zevç ile zevceden her biri islâmiyet! kabul etse de yine mehr icab etmez. Zira müslümanlar arasındaki nikâhlarda mehr, ibtidaen şart ise de bakaen şart değildir.
îmamı Azama göre bu hususda gayri müslimlerin tebeai islâmiy-yeden olmalarile müste'min veya harbî olmaları arasında fark yoktur.
363 - : Mehrin mikdanna gelince bunun azamî haddi için muayyen bir mikdar yoktur. Asgarî haddi hakkında ise müctehidlerin ihtilafı vardır. Şöyle ki: Hanefîlere göre mehrin en az mikdarı, on dirhem gümüştür. Gerek mazrup olsun ve gerek olmasın. Bu mikdardan az mehr tesmiye edilemez. Edilecek olsa on dirhem mikdanna iblâğı icab eder. Mebsut, Fethül'toadîr.
« (Mâlikflere göre mehrin akalli, halis altından bir dinarın dörtte biri, halis gümüşten de üç dirhemdir. Veya bunların kıymetlerine muadil bir maldır. Bu mikdardan aşağı bir mehr ile nikâh akdedilir, tekarrüb de vukubulmuş olursa zevç, mehri bu mikdara iblâğ eder. Fakat tekarrüb vukubulmamış, zevç de mehri bu mikdara iblâğa muvafakatte bulunmamış olursa nikâh, feshedilir.
Mehri iskat şartile yapılan bir nikâh, fâsiddir. Binaenaleyh tekar-rübden evvel feshedilir, tekarrüb vukuu takdirinde ise mehri misi, lâzım-gelir. Fakat sahih bir mehr- tesmiyesile nikâh akdedildikten sonra zevce mehrini iskat ederse artık nikâh, fâsid olmaz. Kiyafettüttalib. Mînehücelîl.)
(tmam Şafiîye, İmam Ahmede, Sevrîye, Davudi Zahirî ile îbni Ebi Leylâya göre mehrin muayyen bir mikdarı yoktur. Her mal olan şey, az olsun çok olsun mehr olabilir. Beyide semen iearetfe ücret olan her şey, gerek ayan ve gerek menafi kabilinden bulunsun mehr tesmiye olunabilir. Maahaza imam Ahmede göre mehrin on dirhemden az olmaması müs-tahabdır, dört yüz dirhem kadar olması ise mesnundur, bundan ziyade olmasında da bir beis yoktur. Şu kadar var ki, mehrin tahfifi müstah-sendir.
Mehri akd zamanında tesmiye ve tayin dahi sünnettir. Tâ ki ileride bir münazaayı mucib olmasın. Akd zamanında mehr tayin edilmez veya tesmiye sahih bulunmazsa mehri misi, lâzım gelir.
Akdi nikâh esnasında mehrin behemehal zikredilmesi, Şafiîlerce de lâzım değildir, belki mesnundur. Hattâ bir reşîde, tefvizde bulunsa, yani: kendisini bilâ mehr tezvic etmek üzere velîsine mezuniyet verse de velîsi mehrden sükût ederek veya mehri nefy eyliyerek tezvic eylese baded' duhul mehri misi, lâzım gelir. Ve bu halde zevce, kendisine mehr tesmiye edilmedikçe nefsini temkinden imtina edebilir. Minhâcüt'talibîn, El-mugnî.)
(Maliki mezhebine göre de tefviz ve tahkim yölile olan nikâhlarda mehri misi, lâzım geljr. Şöyle ki: bir kadın, mehri zikr, iskat veya tayinim bir kimsenin hükmüne havale etmeksizin tezvici için velîsine müsaade verse veya mehri zikr ve iskat etmemekle beraber tayini hususunu bir kimseye havale etmek suretile tezvicin muvafakat eylese de mehr tesmiye edilmeksizin akdi nikâh, vaki olsa yine duhulden sonra mehri misi, lâzım gelir. Hanbelî mezhebi de bu veçhiledir.) [51]
Konular
- Mecellenin Kaldırılması
- Akidlerde İtibar Maksad ve Mânâyadır; Elfaz ve Mebâniye Değildir.
- Yakın Şüphe İle Zail Olmaz.
- Bir Şeyin Bulunduğu Hal Üzere Kalması Asıldır.
- Kadîm Kıdemi Üzere Terk Olunur
- Zarar Kadîm Olmaz
- Beraati Zimmet Asıldır
- Arızî Sıfatlarda Aslolan Ademdir
- Bir Zamanda Sabit Olan Şey..
- Yeni Meydana Gelen Bir Olayın ..
- Kelâmda Aslolan Mânâ-yı Hakîkîdir
- Sarahat Karşısında Delâlete İtibar Yoktur
- Mevrid-i Nasda İçtihada Mesağ Yoktur
- Kıyasa Aykırı Olarak Sabit Olan Şey ..
- İctihadla İctihad Nakz Olunmaz
- Meşakkat Kolaylığı Celbeder
- Bir İş Daralınca Genişlemeye Yüz Tutar
- Zarar Ve Mukabele-i Bizzarar Yoktur
- Zarar İzâle Olunur
- Zaruretler Mahzurlu Şeyleri Mubah Kılar
- Zaruretler Kendi Miktarınca Takdir Olunur
- Bir Özür İçin Caiz Olan Şey ..
- Mâni' Zail Oldukta Memnît Avdet Eder
- Bir Zarar Kendi Misliyle İzale Olunmaz
- Zararı Âmmı Defi' İçin Zararı Hass İhtiyar Olunur
- Madde 21 = Geçersiz sebeple yapılan feshin sonuçları
- İSLAM VE MODERN HUKUK KARŞILAŞTIRILMASIYLA CEZA HUKUKUNA VE KISASA KISA BİR BAKIŞ
- İSLAM'DA İNSAN HAKLARI
- OSMANLI'DA MECELLE VE FRANSIZ MEDENİ KANUNUNU TARTIŞMALARI
- DÜNYADA HUKUK EĞİTİMİ VE AVUKATLIK STAJI