Zina İle Hürmeti Müsaherenin Sübutu Ve Ademî Sübutu Hakkındaki Mütalâalar

Zina İle Hürmeti Müsaherenin Sübutu Ve Ademî Sübutu Hakkındaki Mütalâalar :


312 - : Zina fazihasile hürmeti müsaherenin sabit olup olmıya-cağı hususunda Hanefî imamlarile Şafiî fujtahası tarafından bir kısım şer'î, aklî deliller, mütalealar irat edilmiştir. Ezcümle Şafiîler diyorlar ki :

Nikâh, akd mânasında hakikattir. Binaenaleyh, bu husustaki nas-lann akdden hâlî olan gayri meşru mukarenetlere şümulü yoktur. Ha­ramın halâlı tahrim etmiyeceği ise bir hadisi şerif ile beyan buyurul-muştur.

Maahaza nikâh, memduh .bir emirdir. Hürmeti müsaherenin sübutü ise bir nimet ve keramettir. Nesebin ve sıhriyyetin sübutleri imtinan makamında beyan olunmuştur. Bu sıhriyyet sebebiîe bir mahremiyet vücude gelerek zevcenin valideleri, kızları zevcin valideleri, kızları hük­münü alıyor, bunların bir arada ikametleri, birbirile müsaferetleri caiz oluyor. Binaenaleyh "bu, bir içtimaî nimettir. Bu sayede zevcenin huku­kuna riayet edilerek onun muayyen akribasüe zevcin teehhülü memnu bulunuyor. Bu yüzden bir nıünaferetin zuhuruna- imkân bırakılmamış oluyor.

Halbuki zina, mezmum olup bununla neseb ve iddet sabit olmaz. Ve ukubete sebep olduğundan nimet ve keramete vesile olamaz.

Demek ki, müsaheretle şer'an bir mahremiyetin, bir hürmeti ni­kâhın vücude gelmesi, zevç ile zevce arasındaki ittisal ve merbutiyeti takrir ve idame hikmetini mutazammındır. Çünkü nikâh ile husule ge­len ittisal ve münasebetin bekaı matlûptur. Artık bu mahremiyeti is­pat ile hükmi şer'î arasında pek güzel bir münasebet bulunmuş olur.

Zina ile hâsıl olan itsalin bekası ise matlûp değildir.

Binaenaleyh zina ile hürmeti müsahere sabit olamaz. Olacak olsa bu hürmeti ispat ile ş.er'î şerifin hükmü, mütenasib bulunmamış olur.

Buna cevaben Hanefî fukahası da diyorlar ki :

Nikâh, lügatte mutlaka vatıy = mücameat manasınadır. Yani : halâl-tarikile olan mukarenete nikâh denildiği gibi haramen vukubula-cak bir mukarenete de nikâh denilir.

Binaenaleyh nikâh ile hürmeti müsaherenin sabit olacağını gös­teren naslar, hem meşru, hem de gayri meşru mukarenetlere şâmildir.

Bir hadisi şerifde herhangi bir kadının tenasül cihazına şehvetle vuku bulacak bir nazarın hürmeti müstelzem olacağını nâtıktır. Bu na­zar, menkulle hakkında olmakla mukayyet -değildir.

Maahaza validelerin, kızların müsahereten haram olmaları manevî bir haletten, ruhî bir hâdiseden de münbaisdir. Şöyle ki : bir kimse, evvelce validesi veya kizile mukarenette bulunmuş olduğu bir kadın ile muaharan evlenirse bununla olan cinsî mukarenet esnasında evvelce yapmış olduğu mukarenetleri. tezekkür eder, bu -suretle şehevatı nefsa-niyyesini her birinden istifa ediyormuş gibi ruhî bir hâlete tutulabilir. Bu halet ise gayri meşru bir veçhile vukubulmuş olan mukarenetlerde de mevcuttur. Artık böyle müstekreh ruhî bir haletin inbiasma sebebi­yet verecek bir nikâhın memnuiyeti, nezaheti şer'iyye icaplarındandır.

Bir de alelitlâk tekarrüp ile hürmeti müsaherenin sübutü, cüz'iyyet mânâsından dolayıdır. Çünkü cüz'iyyet, hürmeti mucip olmaya salih bir illettir. Bir insan, kendi nefsile istim'ta edemiyeceği gibi kendi cüz' ile de istimta edemez. Çocuk, vatî ile mevtuenin nutfelerinden hâsıl ol­duğu cihetle bunlardan birer cüzü sayılır ve cüziyyet şüphesi; valide­lere, kızlara, babalara, oğullara kadar sirayet eder. Ve cüz'iyyetin se­bebi, hissî bir emir olduğundan btı cüz'iyyet, akdi nikâhın vücudu ve ademi vücudile ihtilaf etmez. Maamafİh bu, bir cüz'iyyeti hükmiyyeden ibaret olsa da hürmeti icab hususunda cüz'iyyeti hakikiyye gibi müessir olur. Hürmeti mucip olmak babında şüphe derecesinde bulunan bir şey, hakikaten mevcut imiş gibi tesir eder ki, ihtiyata muvafık olan da bu­dur.

Sonra zina ile hürmeti müsaherenin sübutu, bir nimet olmak için değildir. Bununla bir mahremiyyet vücude gelmiyor. Belki bu hürme­tin sübutu, bir ukubeti şer'iyye esasma müstenittir, Zânî bu yüzden bir mahrumiyete uğruyor, mezniyyesinin usul ve fünfundan hiçbirile izdi­vaç akdine salâhiyeti kalmıyor. Nitekim katilin mirastan mahrumiyeti de böyle bir ukubete müstenittir.

Mahremiyet sabit olmadığı halde yalnız hürmeti müsaherenin ba­zı hususlarda sübutuna ise Şafiîler de kaildirler. Nitekim şüphe ile ojan mukarenetler ile bu hürmetin sabit olacağına kail bulunmuşlardır.

Zina İle nesebin, iddetin ademi sübutü ise hürmeti müsaherenin ademi husulünü etmez. Çünkü nesebin sabit olmaması, cüz'iyyetin ademine müstenit değildir. Belti iştibahın vücudüne müsnettir. Zira mezniyyetin daha başkalarile de mukarenette bulunmuş olabileceği mel­huz olmakla kendisinden doğacak çocuğun o zâniye aidiyeti tahakkuk etmez.

Bir de nesebi ispattan maksat, çocuğa' bir şeref ve haysiyet temüı etmektir. Halbuki zâniye intisap ile şeref ve haysiyet hâsıl olmaz.

Maamafih zina ile nesebin ademi sübutü, insanları bu gibi gayri meşru münasebetlerden men etmek hikmetine de müsenit bulunmuştur, îddete gelince, bunun vücubü, meşru bir nikâh veya şüphei nikâh hak­kı olmak itibariledir. Sifah ise böyle bir nikâh değildir.

Binaenaleyh böyle bir nikâh, mevcut olmayınca iddeti mucib olan sebebe mün'adim bulunur. Artık iddetin ademi sübutü de hürmeti mü-saherenin sübutüne münafi olamaz. İhtiyata elyak olan da budur. Tef­siri kebîr, Mebsut, Bedayî. [36]