Kıyasın hükmü ve kısımları:
Kıyasın hükmü ve kısımları:
463 - : Kıyasın hükmü, ta'diyedir. Yâni: asıldaki hükmün fere de nakl edilmesidir. Şöyle ki: asıldaki hüküm her ne ise onun bir misli de feride izhar edilir, bu hüküm kıyas yolile meydana çıkarılmış olur.
464 - : Kıyasın kısımlarına gelince: kıyaslar; vecihlerinin, illetlerinin, müctehidlerce derhal anlaşılabilip anlaşılamaması itîbariîe celî ve hafî kısımlarına ayrılır. Şöyle ki: bir kıyasın vechi derhal münfehim olursa o bir kıyası celî olmuş olur ve mutlak surette söylenilen kıyas ile bu kıyası celî kasd edilir. Bilâkis bir kıyasın vechi derhal münfehim olamayıp tetkika muhtaç bulunursa o da bir kıyası hafî olmuş olur. Kıyasın bu kısmına usul ilminde diğerinden fark için «istihsan» adı da verilmiştir.
Bir de fıkıh ilminde istihsan tâbiri, böyle kıyası hafî mânâsında değil, alelıtlak kıyası celîye mukabil ve muarız bir delü mânâsında kullanılır. Bu hâlde her kıyası hafî, istihsan ise de her istihsan bir kıyası hafî değildir. Bu delili âm; bir eser, yâni: bir âyet, bir hadis, veya bir icma veya bir zaruret olabileceği gibi bir kıyası hafî de olabilir.
Meselâ: kendilerinden matlûb menfaat, filhal mâdum olduğu cihetle kıyası celîye nazaran caiz olmaması lâzım gelen icarenin, selemin cevazı bir hadisi şerife müstenit bulunmuştur. İşte bu bir istihsan meselesidir.
Kezalik: istisnam, yâni: bir şeyi yapmak üzere bir sanat ehlile mukavele yapmanın cevazı da kıyasa muhalif olarak icma ile sabit olmuştur. Çünkü yaptırılması istenilen şey, akd zamanında mâdûm olduğundan bunun hakkındaki satış mahiyetinde olan akdin caiz olmaması muk-tezayı kıyas iken bu, icma ile caiz görülmüştür. Binaenaleyh bu da bir istihsan meselesidir.
Kezalik: teneccüs eden havuzların, kuyuların taşlarında, topraklarında necaset eseri kalmış bulunabileceğinden mücerred sularım çıkarmakla temiz olmayacakları muktezayı kıyas iken bunların sularım çıkarmakla temiz olmalarına hükm edilmesi de bir zarurete mebni caiz bulunmuştur. Çünkü aksi takdirde büyük bir harec, meşakket içinde kalmış oluruz. Dinde ise harec yoktur. Zaruretler memnu olan şeyleri mubah kılar, işte bu da bir istihsan meselesidir.
Kezalik: yırtıcı kuşların artıkları kıyası celîye nazaran temiz olmamak lâzım gelirken kıyası hafiye nazaran temiz sayılmıştır. Bu cevazın illeti, hafî olduğundan bunun hakkındaki' delü, bir kıyası hafiden ibaret bulunmuş, kıyası celîye muarız olduğu hâlde ona takdim edilmiştir. Nitekim bu cihet ilerideki meselelerde de tavazzuh edecektir, işte bu da, hem usul, hem de fıkıh bakımından bir istihsandır. [24]
463 - : Kıyasın hükmü, ta'diyedir. Yâni: asıldaki hükmün fere de nakl edilmesidir. Şöyle ki: asıldaki hüküm her ne ise onun bir misli de feride izhar edilir, bu hüküm kıyas yolile meydana çıkarılmış olur.
464 - : Kıyasın kısımlarına gelince: kıyaslar; vecihlerinin, illetlerinin, müctehidlerce derhal anlaşılabilip anlaşılamaması itîbariîe celî ve hafî kısımlarına ayrılır. Şöyle ki: bir kıyasın vechi derhal münfehim olursa o bir kıyası celî olmuş olur ve mutlak surette söylenilen kıyas ile bu kıyası celî kasd edilir. Bilâkis bir kıyasın vechi derhal münfehim olamayıp tetkika muhtaç bulunursa o da bir kıyası hafî olmuş olur. Kıyasın bu kısmına usul ilminde diğerinden fark için «istihsan» adı da verilmiştir.
Bir de fıkıh ilminde istihsan tâbiri, böyle kıyası hafî mânâsında değil, alelıtlak kıyası celîye mukabil ve muarız bir delü mânâsında kullanılır. Bu hâlde her kıyası hafî, istihsan ise de her istihsan bir kıyası hafî değildir. Bu delili âm; bir eser, yâni: bir âyet, bir hadis, veya bir icma veya bir zaruret olabileceği gibi bir kıyası hafî de olabilir.
Meselâ: kendilerinden matlûb menfaat, filhal mâdum olduğu cihetle kıyası celîye nazaran caiz olmaması lâzım gelen icarenin, selemin cevazı bir hadisi şerife müstenit bulunmuştur. İşte bu bir istihsan meselesidir.
Kezalik: istisnam, yâni: bir şeyi yapmak üzere bir sanat ehlile mukavele yapmanın cevazı da kıyasa muhalif olarak icma ile sabit olmuştur. Çünkü yaptırılması istenilen şey, akd zamanında mâdûm olduğundan bunun hakkındaki satış mahiyetinde olan akdin caiz olmaması muk-tezayı kıyas iken bu, icma ile caiz görülmüştür. Binaenaleyh bu da bir istihsan meselesidir.
Kezalik: teneccüs eden havuzların, kuyuların taşlarında, topraklarında necaset eseri kalmış bulunabileceğinden mücerred sularım çıkarmakla temiz olmayacakları muktezayı kıyas iken bunların sularım çıkarmakla temiz olmalarına hükm edilmesi de bir zarurete mebni caiz bulunmuştur. Çünkü aksi takdirde büyük bir harec, meşakket içinde kalmış oluruz. Dinde ise harec yoktur. Zaruretler memnu olan şeyleri mubah kılar, işte bu da bir istihsan meselesidir.
Kezalik: yırtıcı kuşların artıkları kıyası celîye nazaran temiz olmamak lâzım gelirken kıyası hafiye nazaran temiz sayılmıştır. Bu cevazın illeti, hafî olduğundan bunun hakkındaki' delü, bir kıyası hafiden ibaret bulunmuş, kıyası celîye muarız olduğu hâlde ona takdim edilmiştir. Nitekim bu cihet ilerideki meselelerde de tavazzuh edecektir, işte bu da, hem usul, hem de fıkıh bakımından bir istihsandır. [24]
4.Kısım
- Bazı kıyasları red ve defe müteallik mübahese yollan :
- Deliller arasında tearuz vukuu:
- Kıyas aleyhindeki deliller ve cevaplan:
- Kıyası celî ile kıyası hafinin kısımları :
- KIYASI FDKHIYE, EDİLLEİ ERBAADAJN BAŞKA HÜCCETLERE VE HİKEMİ TEŞRttYYEYE DAİRDİR
- Kıyasın bir hüccet olması ve derecei kuvveti:
- Kıyasın hükmü ve kısımları:
- Kıyasın mahiyeti ve rükünleri :
- Kıyasın şartları:
- Kıyaslarda aranılan illetlerin nevileri:
- Maslahatların nevileri ve hükümleri :
- Naslarda tâlilin bir asi olup olmadığı:
- Şer'î hükümlerin esbabı ve hikemi teşriiyyesi :