Mecelle

Mecelle

Şirk Sebebîle Olan Hürmeti Muvakkate

Şirk Sebebîle Olan Hürmeti Muvakkate :


329 - : Şirk de nikâha manidir. Şöyle ki : müsiümanlarm şüri-keler ile, yani : ehli kitabdan sayilmıyan sair gayri müslimeler ile ni­kahlan caiz değildir. Bu husustaki hürmet, şirkin devamı müddetince devam eder, şirkin zevalile zail olur. Binaenaleyh bir müslim, mecusiy-ye ile, veseniyye ile akdi izdivacda bulunamaz.

Hürre Üzerine Cariyeyi Nikâh

Hürre Üzerine Cariyeyi Nikâh:


337 - : Hürre üzerine cariyeyi nikâh, sahih değildir.

Binaenaleyh bir kimse, nikâhı altında bir hürre mevcut iken veya boşanmış olduğu hür zevcesi henüz mu'tedde iken üzerine başkasının cariyesini nikâh edemez. Bu nikâh, batıldır. Nikâhtan sonra hür zevce­nin tatlik edilmesiyle veya iddetinin nihayet bulmasile sıhhate münkalib olmaz.

Batıl

Doğru ve haklı olmayan; çürük; bozuk; sakat; boş; hukuken geçersiz; dayanaksız; temelsiz; beyhude; hüküm ifade etmeyen

İbraz

Gösterme; meydana çıkarma; sunma

2.Bölüm - Avukatlık Ortaklığının Kurulması

Ortaklık Sözleşmesi

Madde 5 - Avukatlık Ortaklığı Ana Sözleşmesinin, Türkiye Barolar Birliği tarafından düzenlenecek Avukatlık Ortaklığı Tip Ana Sözleşmesine (Yabancı Avukatlık Ortaklığı Tip Ana Sözleşmesine) uygun olarak hazırlanması ve tüm ortaklar tarafından imzalanması gerekir. Ana sözleşmede, Avukatlık Kanunu ve bu Yönetmeliğin hükümlerine aykırı olmamak koşuluyla özel hükümlere de yer verilebilir.

Ortaklık Payı

Aciz vesikası

Alacaklı alacağının tamamını alamamışsa kalan miktar için kendisine

verilen vesika (İİK 143)

Kasme Müteallik Meseleler

Kasme Müteallik Meseleler


547 - Bir erkek, zevceleri hakkında kasme riayet etmekle mükei--lefdir. Şöyle ki: Yed-i iktidarında olan sterde, sohbet ve müvaneset hu­susunda'refikalarına karşı adalete, müsavata riayet eder, bunların ara­sında müsavat üzere birer veya ikişey veya daha ziyade $in ve peçe tayin ederek her biri ile kendi nevbetinde sohbet ve ünsiyyet etmek için beyhutetde bulunusi.

(R)

( R )


146 - (Kecnı) : Lûg&tde kati, şetm, tard, terk, bühtan, tel'în, nef-rîn, sadık, nedim mânâlarını ifade eder. Atılan taşa da recm denir ki. cem'i: «rücum» dur.

istilanda recm: Muhsan olan zani ile muhsana bulunan zaniyeyi vec-hi mahsus üzere taşlayarak öldürmekdir.

147 - (Keyb) : Şek, gübhe, hacet manasınadır. Cem'i «rüyub»-dur. Dehrin hâdiselerine «reybül'menûn» denir. «Rîbe» şek ve töhmet demekdir. [16]

Gayr (gayir)

Ayrı; başka; özge; artık; diğer; yabancı

Lahika

Lahika :


114 - : Üç talâk meselesi, bir çok ilmî tedkiklere, münakaşalara mevzu teşkil etmiş olduğundan bu meseleyi aşağıdaki veçhile izaha lü­zum görülmüştür.

115 - : Bir kimse, zevcesine «Enti talikun selâsen = Sen üç ta­lâk boğsun» dese bununla üç talâk tahakkuk eder. Zevce gerek medhulün biha olsun ve gerek olmasın.

Nafaka yükümü

Bir kimsenin kanunun öngördüğü yoksulluğa düşmüş olan yakınlarına yardım etmekle yükümlü olmasıdır.

Nâfıa

Bayındırlık işleri

Rayiç

Sürüm değeri; geçerli olan