Mecelle
Mecelle
Mehrîn Helak Ve Teayyübü
Mehrîn Helak Ve Teayyübü :
418 - : Muayyen bir şey, mehr tesmiye edildikten sonra kablet-teslim helak olsa veya bil'ist.ihkak zabt olunsa misiiyattan ise mislile ve kıyemiyyattan ise kıyjnetüe zevce, kocasına rücu eder.
419 - : Mehr tesmiye edilen bir hanenin- yarısına bir müstahik çıksa zevce, muhayyer olur, dilerse hanenin tamamen kıymetini ister, dilerse yansını alıp diğer yarısının da kıymetini taleb eder. Amma kab-lettekarrüb talâk vuku bulursa yalnız hanenin baki nısfına müstahik olur.
Haksız Yere Yapılan Cerhlerin Nevileri
Haksız Yere Yapılan Cerhlerin Nevileri
206 - : Cerhler, amde mukarin olub olmamak itibariyle şöylece dört nevidir:
(1) : Amden cerhdir ki, bir insanı gerek bir âleti carihe ile ve gerek başka bir şey ile haksız yere kasden yaralamakdır.
Cerhlerde «şihhi amd» yokdur. Katle nazaran şibhi amd olan» cerhe nazaran amddir.
(2) : Hataen cerhdir ki, bir insanı kasde mukarin olmaksızın ka zara yaralamakdır- Av zanniyle atılan bir kurşunla bir insanın yaralanması gibi.
Nikaha Müteallik Davalar
Nikaha Müteallik Davalar
504 - : Nikâh hakkındaki bir iddia, ya ikrar veya beyyine ile sabit olur.
Nikâhta ikrar, nikâhın hâlen veya sabıkan mevcut olduğunu iddia ve itiraf etmekten ibarettir. Nikâh da beyyine de nikâhın halen veya sabıkan mevcut bulunmuş olduğuna dair ikame edilen şahadet demektir.
Aşağıdaki meseleler : Bu iki esasa müsteniddir.
I- HZ. PEYGAMBER DEVRİNDE FIKIH
Sonraki dönemlerde Fıkh'ın "usûl" ve "fürû" şeklinde iki ana kısma ayrıldığını biliyoruz. Usûl kısmı, dini hükümlerin kaynakları ile bu kaynaklardan hüküm çıkarma metodlarını, fürû kısmı ise mezkür kaynaklardan belli metodlarla çıkarılan, elde edilen hükümleri, dinî-amelî kaide ve talîmatı ihtiva etmektedir.
(B)
(B)
14 - (Bazik) : Ateşde veya güneşde pişirihb üçde ikisinden noksan mikdarı giden ve müskir bir hâle gelen üzüm usaresi - sıkıntısıdır.
15 - (Bazıa) : Bir yaradır ki, deri ile beraber biraz da et kesilmiş olur.
16 - (Bid'at) : Din hususunda sahabei kiram ile tabiînin iltizam ve delili şer'înin iktiza etmediği muhdes şeylerdir.
Mezahibi islâmiyyeden birine intisab iddiasında olub ehli sünnet ve cemaatin akidelerine muhalif itikadda bulunan şahsa da «mübtedi» denir.
Barolarda Bilişim Komisyonları- Av.Özgür Eralp
Barolarda Bilişim Komisyonları
Son yıllarda teknolojideki gelişmelere paralel olarak kurum içi örgütlenmeler de hız kazandı. Şüphesiz bazı kurumlar kendini bu gelişime hemen adapte ederken maalesef bazıları henüz bu gelişimden haberdar dahi değil. Ülkemizdeki barolara bakacak olursak son yıllara nazaran bu dönemde daha fazla bir hareketliliğin olduğu söylenebilir
Mahkûmun aleyhin ve ehliyet ile teklifin mahiyyetleri:
Mahkûmun aleyhin ve ehliyet ile teklifin mahiyyetleri:
538 -: Mahkûmun aleyh, yaptığı fillerden dolayı kendisine hitabı şer'î teveccüh ve taallûk eden mükellef insandır.
Bir insan, mükellef olmak için ehliyet sahibi olmak lâzımdır. Ehliyet ise akl bilmeleke ile vücude gelir.
Filhakika herhangi bir şahsa bir şeyi yapmak veya yapmamak için bir teklif teveccüh etmesi için o şahısta akl biîmelekenin bulunması lâzımdır. Ve illâ o teklif edilen şeye salâhiyet ve kabiliyet bulunamaz.
Takat Fevkinde Btr Şey Île Teklif Vaki Olup Olmadığı :
Takat Fevkinde Btr Şey Île Teklif Vaki Olup Olmadığı :
252 -: Şarii miibîn; hakimdir, herkese kudreti, istitaati dahilinde olan şey ile emreder, bir kimseyi yapamayacağı bir şey ile mükellef tutmaz.
Meselâ: Biz İfâsına muktedir olduğumuz için namaz ile, oruç ile mükellef bulunmaktayız. Muayyen miktar servetimiz olmadığı takdirde zekât ile mükellef olmayız.
(A)
(A)
1 - (Âmme hukuku) : Bir içtimaî heyeti teşkil eden efradın müştereken haiz oldukları kuvvetden-, salâhiyetden ve o efrad ile onları idare ve himaye eden devlet arasındaki riayeti vacib münasebetler ile alâkalardan ibaretdir.